KOYUN, KOYUNKEN
Çok yıllar önce
Bir köy varmış; çok uzaklarda
Fakir mi, fakirmiş
Toprakları sarp, kayalıkmış
Yamaçlardan akan seller
KOYUNLAR VE KUZULARI
Koyunlar çiçekli bayırlara
Düz ovadaki taze yeşil otlara
Bayılırlar.
Süt birikince memelerinde
Özler taze kuzularını
KÜLLENEN YARALAR
İçimde yaralar küllendi derken
Yanar da yanar için, için
Alevlenir birden
Yakar da yakar içimi yeniden
Doğduğum topraklara
Gitmek düştü aklıma
İçimde küllenmişti
Eski yaralar
Tekrar alevlenip
Acep için, için
KUMRU YAVRUSU
Bir kumru yavrusu cam kenarında
Gagasını uzatarak anasını bekliyor
Üşümüş, acıkmış gagasını uzatıyor
Tüyleri yeni çıkıyor çırpınarak kendine geliyor
Kendi sevgi anlayışımın derinliklerinden
MASAL
Hani ya; masallar vardır ya
Yedi başlıklı korkunç canavar gibi;
Bütün köylülerin hayvanlarını
Canlı, canlı yutar ya,
Kimseler korkusundan yanına
MATEMATĞİ UYGULA SONSUSLUK
ÇIKAR YİNEDE
Korkularım var benim
Keşkeklerimi yok edemiyorum
Güvenim kalmadı hiçbir şeye
Söylenenlere artık inanamıyorum
MELEĞİM
Meleğim ne güzel oyuncakların vardı
İnan evin bir odasına sığmazdı,
Çoğu Barbie kızlardı
Onun elbisesinin, ona giydirir
Takıp takıştırıp, şapkalar, tokalarlar takar
MEMLEKET TÜRKÜLERİ
Acıların, kötü kaderin feryadının
Dışa vurumudur türkülerimiz,
Yüreklerdeki yangını dile getirirler
Tarlarda, bahçelerde orak biçen
Çapa yapan analarımızın bacılarımızın
Ayrılık mevsimidir sonbahar
Göçmen kuşlar çoktan kaşı aşıp
Sıcak ülkelere uçtular
O güzelim renkli çiçekler
Dallarından ayrıldılar
Altın sarısı üzüm salkımları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!