Ölüm döşeğinde yatar gardaşım,
Dünyaya sığmadı bu garip başım,
Dizimde derman yok gelem gardaşım,
Anlatmak istesem anlayamazsın.
Kardeşim çağırmış gidemiyorum,
Tahtadan kılıçla girme savaşa,
Manayı anlayan âlimle yaşa,
Kılıç elmas ise vursan da taşa,
Sırçasından dağlasan da boşuna.
Erler sohbetine gir de erden ol,
Yüzüne kapansa bir bir kapılar,
Bir kapı var kula asla kapanmaz,
Yıkılsa yaptığın bütün yapılar,
Bir kapı var kula asla kapanmaz.
Yeter ki dürüst ol bil kulluğunu,
Ah ah
Bir bilsen bir bilebilsen
İçimde ne fırtınalar ne tusunamiler
Ne Nuh tufanları yaşıyorum
Bunu ne bilebilirsin nede görebilirsin.
Senin gördüğün
Sonbahar da ölüp gitti toprağa,
Kış ta beyaz kefen giyindi doğa,
Baharda dirildi çiçek böcekler,
İnanmazsa anlat sen aklı yoğa.
Hikmetini görenlere söz denmez,
Hak, hukuk, adalet bilemiyorsan,
Öğrenirsin eğer Ömer’e uysan,
Gelen belalara sabır diyorsan,
Eyyüb’ün yolundan git de sabır al.
Âdem gibi nefse uyup kovulma,
Bana şair diyorsun yazdığım şiir sensin,
Mesafeler kar etmez durduğum şehir sensin,
Küçük bir dere gibi aktığım nehir sensin,
Âminim sensin gülüm olmayacak duada.
Yazılmamış şiirim, ben seni biliyorum,
Gönlümü bağladım bir padişaha,
Can kuşum kafeste çırpınır oldu,
Böyle bir hastalık görmedim daha,
Derman Gerçek aşkmış; ilacı buldu.
Sağımdaki solumdaki hekimler,
Gözüne battım
Sanki gül dalında diken gibiyim,
İnce kâinatın gözüne battım,
Ben kendi halinde garip biriyim,
Önce kâinatın gözüne battım.
Özgürlük, demokrasi diye çığlık atanlar,
Müslümanım deyip de rahat mıdır yatanlar,
Adalet diye bize, barbarlığı satanlar,
Katilin koca dünya; suskun kaldı aylanım.
Senin gibi kaç canı, ya vurdu ya boğdular,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!