Bağlanmışsın bir et ile kemiğe,
Söyle bana gönül neye âşıksın?
Oda götürüyor seni kemliğe,
Söyle bana gönül, neye âşıksın?
Âşık olmak nara yanmak demektir!
Neyin feryadı
Neyin feryadını herkes duyarda,
Hiç kimse sormaz ki ne derdi vardır,
Ahu zarı ile herkes ağlarda,
Aradığı o dost görünmez yardır.
Kamışlıktan kesileli feryadım,
Ney oldu adım her dem ağladım,
Doldum gönüllere dertle çağladım,
Aradığım dost o görünmez yardır.
Parça parça, kalbe olurum ilaç,
Oğul
Seslendim Nuh gibi oğul ben sana,
Şimdi naz yaparsın neden sen bana
Sözüm kar etmedi dedim Kenan’a
Dinle sözüm sende boğulma oğul.
Karanlıklar çökünce zavallı yüreğime,
Gün doğsa da ne çıkar o zifiri geceme,
Hasretin yağmur gibi yağdı bütün heceme,
Mısraların yas tutar şiirim öksüz kaldı.
Sen gidince köyümü kara bulut kapladı,
Türkmen dağı kızıl kana boyandı,
İkiyüzlü dünya neden susuyor,
Fransızlar için hepsi uyandı,
Kör ve sağır dünya neden susuyor.
Kardeşin dünyada kanlar kusuyor.
Nuh beddua etti yer, gök yarıldı,
Yer altı, yer üstü suya sarıldı,
Çifter çifter o gemide varıdı,
Gemi gitti dağlar taşlar yol oldu.
Lut; zalim şehrini batırdı yere,
Taif’de taşlandı ya kâinat efendisi,
Kin gütmeyip rahmeti dağıtmıştı kendisi,
Ebu cehil ardından gider iken emmisi,
İnsandan nankör varlık görmedim bu dünyada.
Her türlü nimetini yiyip içer yaşarda,
O gül yüreğinde şebnem olayım,
Güneşe rüzgâra verme sen beni,
Bırak ki orada öyle kalayım,
Olgunlaştı diye derme sen beni.
Bülbülün tek derdi sevdası güldür,
Sen gidince
Gurur etme be gülüm bağışla bülbülünü,
Sen gittikten bu yana soldurdun bak gülünü,
Revamı göreceksin dirin varken ölünü,
Hasretin yüreğimi közde yakıp kavurdu,
Zamanı sana kurdum gidince o da durdu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!