Bu ne hınç, nasıl bir nefret ki böyle ortalık;
Her yer yanmış, çocuk eti kokuyor insanlık.
Başta Mezopotamya, paramparça adeta;
Darmadağın, kan gölü, Ortadoğu berzahta.
Bu döngü nasıl bir vahşet, lanet, lanet olsun;
Vadedilmiş topraklar yalanına tutunun.
Batı, batı dedikleri, kana susamışlar;
Katliam hangi hukuk, hangi ahlaka sığar?
Alçakça, zalimce, kahpece, sinsice vurun;
Zulmün nesiller boyu bitmeyen sahte kurgun.
Ölüm yağdırıyor Kudüs’ün kandillerine;
Taş üstünde taş, baş üstünde baş dercesine.
Anasının yaralı kuzusunu vurmuşlar;
Ta cehennemin ateşinde kan sulayanlar.
Yalan, kahrolsun İsrail, diye örtülmüyor;
Taşlı, sapanlı destan, şehit kanı kokuyor.
Sokaklarda bir bir patlayan bombalar tanık;
Soykırımın rengi, kan kırmızılı hıçkırık.
Kudüs, Siyonizm’in ayakları altında, vah!
Hâlâ ebabil bekleyen Müslümana, eyvah!
Kayıt Tarihi : 11.2.2025 16:27:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
"Vahşet ve zulmün ortasında, insanlık yıkılmış ve kan, tüm değerlerin üstüne gölgeler düşürmüştür."
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!