Babam kara toprakta
Canım annemde
19 Haziran babalar günü
Kucak kucak sevgi
Damla damla gözyaşı
Sevgi keder üzüntü günü
Doğduk müjdelendik
Yere bırakmadı kucaklar
Varlığımızı kanıtladı
Sevınçle atılan cığlıklar
El bebek gül bebek büyüdük
Bırakıpta gittin beni
Kurtlar kuşlar yesin seni
Toprakta solsun bedenin
Seversen başka birini
Pınar olsun göz yaşların
Avuç dolusu
Kum tanelerini düşün
Sayamazsın
Kum taneleri kadar ölümsüz
Sevdamı anlayamasın
Açma avuçlarını
Yorgun bedenim Yorgun ayaklar
Başımdan eksilmez belalar
Yürekten çektiğim ahlar
Biter bir gün biter elbet
Sabreyle gönlüm dayanırsın
Büyük bir kütleydik
Kaya gibi her yerde
Dengeler alt üst etti
Sürüklendik sellerde
Vicdanlar taşlaştı
Alın götürün
Anılarım hatıralarım
Uçurun beni düşünçelerimde
İç geçirtmeyin
Sineme derin derin
Yaşlanan gençliğimi
Bahtıma çelme taktım
Boylu boyunça düşerken
Uzun uzun kahkahalarla
Bana gülüyordu
Ben baktım o güldü güldü
Ortalık karanlığa gömüldü
Cana can pazarı kurdular yarim
Bizi ancak ölüm ayırır yarim
Bana sensiz dünya ateşten gömlek
Dünyada yanarım sen yanma yarim
Bıçaktan keskinmiş babanın sözü
Gölge gibi peşindeyim
Ateşe düşen kelebek
Olmayaçaksın kadınım
Şen şakrak hüzünsüz
Kahkahaların neşe çığlıkların
Yankılatsın varsın semayı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!