Koca bir ömür değil mi insanı insan yapan. Yaşadıkların beş para etmiyor bu cihanda. Bir varsın bir yok olmuşsun. Acılarla yoğrularak güçleniyor insan gerçekten, gerçekten fark ediyor yaşananlar. Hep acı çekmekle oluyor ama mutlu oldun mu tecrübe olmuyor bu hayatta. Mapusluk yatmadan özgürlüğün tadı çıkmıyor, ölümü yaşamadan hasret anlaşılmıyor. Efkarın mı var sal tüm umutlarını gökyüzüne, bulutlar boşa yaratılmadı unutma, bir gün bereketi tam üstüne yağar, hafif ıslanmış gibi olsan da kim bilir böyle anlarsın yaşamayı.
Sis kokar akşaml ...
Sıra dışı zaman kavramlarıyla gelmelisin bana.
Kabusumun uyandığım yanı olmalısın.
Ya da bir yudum suyun ferahlığı.
Sen, sen olmalısın.
Yüreğimde taşıdığım canın bir parçası.
Kimi vakitler, hayat bir buhrana sardığında,
Bulanık nefeslerin karıştığı yüzde yüz yapmacık,
Nitekim boş ve soluksuz bir yer burası.
Ve burası neresi?
Bir an toz pembe hayallere gitmiş olmalıyım,
Bir dirsek darbesi veya beni uyandırmaya yönelik hareketlerden uzak bir an,
Göz kapaklarımda ufak çakıl taşları misal,
Bu akşam saat tam on iki de çıktım yollara.
Çiseleyen yollar boyu çıplak ayak.
Nem kokan kaldırımlar uğruna yasımızı kutladım.
Hoş geldin yeni acım,
Hoş geldin bu kaçıncı dönüm?
Sen gözlerini kapattığında,
Perdeleri kapanıyor tüm sinemaların.
Hayat bir sinemadan ibaret hala bilmiyor musun?
Yeni filmler gelmiyor bu aralar.
Uzun ince yollarda, sonu olmayan vakitler izleniyor.
Sen gözlerini açtığında;
Dün sabahı beklerken uyuyakalmışım.
İçimde bir sokak çocuğundan ödünç aldığım,
Ne bir bayram heyecanı ne de çaresizlik vardı.
Bir telaşe kaplıyordu zaman geçtikçe.
On iki çanları daha gürültüyle vurduğunda,
Her çan sesi; bir damla yaş, bir parça umut.
Giderken hasretimi bıraktım sana,
Ey mazlumların şehri İstanbul!
Sırdaşımdın, yoldaşımdın,
Benim tek arkadaşımdın.
Seni özledim,
Sahilde bulutları, demli bir çayı ve boğazı,
Kelimelerle oynamak istiyorum şu an.
Sadece oynamak istiyorum sebepsizim;
Nedenim yok, ne olur sorgulama beni.
Hayatı yeniden yaşıyor gibi oluyorum böyle olunca.
İstediğim her şey bir tek mürekkep kırıntısına bağlı.
Dört tarafı köşeli bembeyaz bir kağıt.
Bereketine bile küskünüm senin,
Çek semalarını üzerimden;
Bu akşam yağmuru tek başıma izlemek istiyorum.
Islandığım cabası olmamalı bu sefer,
Bırak ellerim bir avuç toprağı hissetsin.
Heyecanıma bir sen tanıksın halbuki.,
Bundan üç yıl, üç gece öncesiydi.
Bilinmeyen bir şehrin,
Bilinmeyen bir semtinde,
Bilinmeyen bir hikaye anlatılırdı;
Sormayın, hatırlamam.
Yaz yorgunu yıldızlar, mecalsiz ve suskundur.
Alacakaranlık yükü, ağır olsa gerek.
Her şehre bir umut aşılamak zor olmalı.
Karanlıklar içinde söyle, umudum olur musun? ,
12.10.2002
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!