Mevsimleri ayrı bir güzeldir bu şehrin.
Kıştan başlar genelde ters döngü.
İlk başlangıç da denebilir.
Hüsranın hikayesini sorsalar bana;
Beyaz tanelerin saçlarımdaki kırlara karıştığı anda,
Ellerim ceplerimde ve yalnız,
Kitap arası ayraç konumunda,
Nitekim korsan, nitekim ikinci el bir yaşam.
Raf lekesi, tahta kurdunun şefkati bana.
Saman bir kağıttan açıldı söz,
Bu denli A4 bir yaşam.
Satır araları adımla bezeniyor,
Islığımı kaybettim geçen gün.
Gece yarısı saat kaçtı hatırlamıyorum.
Hiçbir art niyetim yoktu, kendi halimdeydim yine.
Dilim döndüğünce, hasretimi çalıyordum.
Ellerim ceplerimde, üst baş perişan tabi...
Ellerimi uzattığımda ulaşamadığım olduğun için;
Çıplak yüreğime sağnak yağarken, seni hiç ıslatmadığım için;
Toprağın kokusunu bilmem, bilir misin?
Nemli göz yaşlarımda hep sen olduğun için.
Söylenecek tek bir kelime kalmadığında dahi,
Adını haykırabildiğim için.
Al yazmalı hayatımı kamyonların arkasına ben yazdım.
Bu uzun yolculukta elbet gören olur.
Halsizim, ışıklar üzerime geliyor akşamları;
Kimi zaman dayanamıyorum inan ki.
Geceleri bir şarkılar oluyor,
Bir de ay ışığından süzülen yaşlı umutlarım.
Kırık dökük avuntularla ilerliyorum yine.
Kör karanlıklar içindeyim.
Önüm, arkam sağım solum boş,
Ne olursun hadi çık ortaya.
Bu oyundan da sıkıldım.
Kendi canımdan da.
Bu sefer bulmalıyım seni!
Bulmalıyım çünkü.
Hangi hanesine saklanmış olsan da bu şehrin,
Hangi karanlık ışıklarında sönsem de ılık nefesinde,
Titresem veya üşüsem de bulmalıyım seni.
İçim içime sığmaz sensiz bir akşam üstü,
Ayrı dünyalara tutsak ama,
Kesişimler de tebessümle dolu bir yaşam.
Aldığın nefese lanet edesin geliyor saklama boşuna,
Veya ne istiyorsan yap ama bari yanımda rahat ol bugün.
Hep farklı bir oyun sergiliyor olsan da hayat sahnende
Yaşam bu değil biliyorsun ama elden ne gelir.
Şehirlerarası yollarda, bitap kalmış hasretimle geliyorum sana.
Harap kalmışlığım cabası yanına.
Ne üstümdeki elbiseler sarıyor beni,
Ne de buğu tutmuş nefesim ellerimi.
Denizleri romanlarda okuyup,
Kadıköy’e bir iskele yanaştırıyorum.
Kimi zaman bir, hiçbir şey için yalnız kalır insan.
Şehrin ıssız kalabalığında boğulası gelir.
Bilinçsiz yollarda, hep aynı simaçlarla;
Farklı yaşamlar içinde sadece bir dinginlik arar.
İskelede bir balıkçı teknesi düşün,
Işığı, yosun kokusu gözlerimi kamaştırıyor.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!