Çok semalar serindir varlığının lütfuyla
Lütfunla aydınlıktır elemlerin sabahı
Ufkunda doğan güneş aydının ecesiyken
Tebessüme çevirir içten dökülen ahı
Bir tuhaf neşe olur saklanmış gölgesinde
Mukadderata doğru atılmış bir koca adım
Bacaklarımın ucunda ruhum da sürükleniyor
Vefasızlığı çoktan sabit kılmış zamandan
Neden hep olmayacaklar bekleniyor
Sende kanayan yanım nedir
Öfkedir,derttir,çiledir
Tebessümün ak bağrında biten
Bir utangaç handedir
Ham korukla karılmış hamiyetin helvası
Nafiledir çabalar adam gibi duruşa
Ham koruktan da helva olurmuş diyecekken
Olmaz dersin erdemler geçince hep uçuşa
Şehit şahit olandır bugünden ötelere
Tertemiz yüreğinin derunundaki canı
Hiç gözünü kırpmadan vermiştir o al diye
Selam durur kainat sultanla sultan diye
Al güllere bürünüp de mübarek kanı
Bilemezsin içimden akıp giden nehiri
O nehirde akıp da giden sular değildi
Varlığının gölgesi yokluğa gömülürken
Bil ki yürek buzdan da buzuldan da serindi
Evvelini anmayan ezgilerin misali
İçime nüfuz eden nağmeleri bilmedim
Muhabbete hürmeten makamlarda çağlayıp
Buselikte ağlarken nihaventte gülmedim
Nasırlaşmiş ellerde giden hayat izleri
Bilemem ki acaba etkiler mi sizleri
Bir parça kağıt helva ve kar beyaz mısırlar
Bir de onları tutan katoklaşmış nasırlar
Gözler açık,gözler donuk tebessümler yarıda
Belki de o apayrı değişik bir kanıda
Duman duman tütüyor iklim güzellikleri
Her bir elde apayrı yasemenden bir müjde
Sevdaya kanat geren o saklı düşte
Tüle nispet alevden gelinlikleri
Dimağlarında hayat,yarından bildikleri
Cidarlarında rahat, bugünden sildikleri
Yarınlara bir müjde olacak gülüşleri
Ömrünün pak perdesi yeniden biçilecek
Neşenin sakiliğe soyunduğu mecliste
Gümüşten kadehlerde tebessüm içilecek
Ayrı bir haz alacak hüzne meyilli yanı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!