Yönetici dediğin bildiğini okumaz,
Yanlış fikirlerini doğru diye hiç satmaz,
Dosdoğru fikirleri kulak ardına atmaz,
Bu şekilde kurumu çamur suyuna batmaz.
Eleştiri kurumun gelişmişlik yüzeyi,
Bu gönül umduğu yerlere küser
Bazen cellat olur kendini keser
Bazen de bırakır güzel bir eser
Yaradan affeyle gönlün yaptığın.
Bakarsın Rabbine methiye düzer
Pare pare edip gönül yuvamı
Bal renkli göz için ettim duamı
Kimse bilmez derindeki yaramı
Bir ahu gözlüye meftun oldum ben.
Sıcaklık başladı damarda kanda
Bu dünyada yaşamım hazan olup gidiyor
Sarılmak istedikçe bir kenara atıyor.
Ben ona hasret iken derman beni satıyor
Derman derman dedikçe dertler bana batıyor.
Önünde kaldım yelin taştan taşa atıyor
İyiyi kötüyü çabuk sezerken
Gereksiz şeyleri örsle ezerken
Bir zamanlar hepsi ile gezerken
Teker teker aldın üzdün sen beni.
Halis ağbeyimi sen çabuk aldın
Benim babam şimdi doksan beş yaşında,
Hâlâ yazıyor aklı fikri başında.
Bütün geçimi Hacıbektaş taşında,
Arif oğlu Yakup daktilo başında.
Benim babam bir ömür boyu dert çekmiş,
Kınalı keklikçe olan teninle,
Bülbül olup öten güzel dilinle,
Maharetli, nazik olan elinle,
Aysel insanüstü varlık mısın sen?
Ne bacı ne gardaş bundan sana ne
Vücuttaki damarda bir pıhtı kandım
Güvenç’in organların tek tek dolandım
Biraz yorulunca akciğere vardım
Yıkanıp temizlendim tekrar dolandım.
Gördüm ki tüm organlar telaş içinde
Şiir yazmam istendi kızlarım tarafından
Almak istiyorlarmış altını sarrafından
Altın gerçek olursa sarrafa gerek kalmaz
Ismarlama şiirin kıymetin bilen olmaz.
Kızlarımın yerini hiç bir altın tutamaz
İMAM HÜSEYİN…
Resminde gördüğüm her bakışında
Kaşında, gözünde her nakışında
Ten ile koştuğun ölüm yaşında
Özletme gel artık İmam Hüseyin…
selam, sizi ** Gönül pınarından süzülenler ** şiir gerubumuza davet ediyorum buyurun bize katılın.