KAVUŞMA GÜNÜ
En güzel gülüşünle karşıla beni
İşte geldim yanına yorgun ve yitik
Yılmışım, yıkılmışım, kahrolmuşum
İçimde tarifsiz bir gariplik
Anlamaya çalış bir şey sormadan
Yaklaş yanıma, gözlerime bak
Dağıt saçlarını çocuklar gibi
Sonra başını omuzlarıma bırak
Dertliyim, kahırlıyım, efkarlıyım
Ağır, çaresiz hüzünlerle geldim sana
Birlikte ömür boyu yaşayacağımız
Perişan gecelerle, günlerle geldim sana
Paramparça hayallerim, umutlarım
Ne kalmışsa içimde kırık dökük
Al, ...
Bazen bir mey gibi
Akınca acılarım yüreğime
Zembereğinden çıkıp
Yüreğe düştü mü saatin yelkovanı
Zordur akrebi yuvasında tutmak
Saman misali sararmış
Siyah beyaz resimlerden
Damlarken bir bir umudun ışığı
Sen yürü korkma güneşe
O güneşin alazıyla öyle bir yan ki
İste mesende
O
Uzaklarda ki
Yüreğimde ki gül
Sen bari beni kahretme
Onsuz geçen
Çocukluğumda
İple asılı bir silgim vardı boynumda
Silerdim silinecek ne varsa
Ne olacak ki
İki pembe renkli hüzün ve elem
Kuşlar uçarken ruhunu tanrıya teslim edermiş, insanlar, sevince kime teslim eder bilirmisiniz.
Ne güzel
Bazen kuş olup uçacaksın
Engin
Sandığımın içinde saklı
O manidar sözlerin
Birde
Ömrümce unutmayacağım
Yaşlı gözlerin
Ben ağlayan şehirler bilirim
Gözyaşlarını şark tan garp tan gelen
Tren düdüklerinin sildiği
Anlatılan hikaye leri
Bulutların altındaki karıncaların bile bildiği
Aynı insan yüreği gibi
Hayat bir zamanlar
Savaş yılları kadar zordu
Bizi bu engebeli yokuşlar değil
Yanlış insanlar yordu
Çocuktuk
Nedense
Bu günlerde
Kendi içimdeki şelalelerde
Taşıyorum
Durdum düşündüm de
Ben nasıl yaşıyorum
Şarka değil,
Garpa bakan yanı
Yosun tutan hikayeler
Okuduk.
Ondan ölüme değin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!