Bir yolsun önümde uzayan
Adımımı bile atmadığım
Girmeye çekindiğim
Uzaklar var senden öte
Varmak isteyip varamadığım
Ayaklarımda sevgi ilmeği
Tekinsiz ara sokaklarda bitap
Paçoz bir sokak kedisi ölgünü
Kelimeler söylenmeden eriyor
Ağustos çatlağı dudaklarda
Aklı sadece ölmeye eriyor
Yürürken yıkıla yıkıla meçhule
Lal kırmızı dudaklarda
Perişan olur mecalim
Dizlerimin çözülür bağı
Akıp giderim kollarından
Mahçupluğum yüzüme vurur
Yapmacık bir gönül oyunuyla avunduk yıllar önce
Aşk sandığımız bir sağanakta sırılsıklam ıslandık
Gül açmadı bekledik de yarin gül dudağı gülünce
Ya teğet geçti mutluluk bizi, ya da biz onu ıskaladık
Kuş gibi uçurduk avuçlarımızdan hoyratça zamanı
Olmuyor sensizlik böyle
Gün boyu gece boyu
Alışmışım bir defa ben
Kapıyı açan sen olmalısın daima
Sonra dudaklarından öpmeliyim
Dizlerimde yatmalısın bir süre
Bekle beni, bir gün mutlaka döneceğim
Ettiğim yeminleri, maziyi elbet sileceğim
Her şeyi sineye çekip sana döneceğim
Bin parça olup bir gün, bekle geleceğim
Derince İstasyonu'nun derinlerinde
Deşiyorum derince dertlerimi
Geçiyorum bir kalemde bu alemi
Ne umdum hayattan, neler buldum
Derince İstasyonu'nun derinlerinde
Dertlerimin içinde kayboldum
Masamızda iki kadeh
Seninkinde aşk şarabı
Benimkinde binbir keder
İçiyoruz beraber
Dudaklarımda yakarış
Yüzümde acıların ördüğü
Bu gece kahve gözlerinde
Ben yoktum ilk defa
Anlamsız boş bakışların
Uçuk saçmasapan sözlerin
Ellerin ölgün ellerimde
Bedenin buz kesmiş
Aç ey sevgili gönül penceremi
Köşe bucak her taraf sen görünür
Dışımdaki yokluğun yakar içimi
Ellere dışım hep şen görünür
Kim bilsin gizli hasretlik çekeni
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!