Eğil dudaklarıma aşkımdan iç
Gönül köprüsünden geçerken
Kalbimin korlarına düş
İster geç olsun zaman, ister erken
Ne bu sevgiden, ne yanmaktan geç
Sımsıkı kapat pencerelerini
Fırtınalı gecelerde
Bir daha, bir daha bak arkana
Gizlice sızabilirim
Rüzgar eşliğinde içeri
Tekinsiz sokaklara girme
Bul beni kadeh diplerinde
Yudum yudum dolu dolu iç
Hayatım şimdi ellerinde
Sanki yaşanmamış bir hiç
Şu an İstanbul kadar yorgunum
Rıhtımımda gün çoktan indi
Akşam denizi kadar durgunum
Tenime yosun kokuların sindi
Gönül iskelemden demir almış
Gözlerim tutuşur hayalinle canım
Bir deli kan dolaşır bedenimde
Yokluğunda özleminle yanar her yanım
İçimde kor, bir soğukluk tenimde
Fısıldar dudaklarım hep adını
Gitsem bir gün bu elden
Kim tutar o yumuk ellerini?
O hep korktuğun eller mi?
Kim sarar geceleri seni?
Korkutmaz mı yalnızlık?
Ürpermez misin karanlıkta?
Gitmek mi yeniden - Yok hayır!
Artık gitme!
Gitme benden uzaklara...
Kaç yıla bedeldi bu gelişin
Kaç yaz yangını kavurdu yüreğimi
Kaç yaprak dökümü geçti dalımdan
Geceler çizdim dünyamın tavanına
Yalnızlığın kokusu doldu buram buram
Kararttığım yaşamın zindanlarına
Aradı durdu elim kolum bilinmezleri
Çınladı sonsuzlar acı haykırışımla
İçimde bir ürperme, dudaklarımda titreyiş
Biteceğine inanmazdım bir türlü
Ayrılık mı?
Asla, diyordum,
Hep kendi kendime...
Doyumsuzca yaşıyordum
Nice mihnetler sunulur altın tepsiyle
Kimi kabul eyler şükranla mersiyle
Kimi tav olmaz iter elinin tersiyle
Bu alemde neylersen eyle güzelim
Öbür dünyada çıkar ziyadesiyle
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!