Keşkeler...
Yoksulluğun faturası şiire kesiliyor ancak
Ödeyemiyor şair ab-ı hayat suyunun faturasını.
Neyin var diyorlar, n'oldu sana ?
Aysel git başımdan,
Çalışıyorum!
Kayıtsız bir iştahla
Bir balon;
Hava ise umut
Ve bir çocuğun narin elleri
Kirlenmiş...
Kirletmiş en sevdiği elbiselerini
Bu oyun yaşamak kadar kıymetli
Bazen kelimesi çok edebidir bazen.
Uykusuz bir gün,
Yorgun bir duruşma ve cebimde beş kuruşla
Tütünümün dumanına sarıp sakladım
Tozlu bir sandığa beni.
Şakalar öldürür bazen,
Gözle görülebilir uzaklıkta kalorifer peteğinin buğusunun sıcaklığı.
Evet ! Bütün vitamini kabuğunda hayatın.
Gözle görülebilir sıcaklık,
Elle tutulabilir soğukluk,
Ve dişlerini geçirebilip göğsüne, tutunulabilir bir yalnızlık.
Evet ! Bütün vitamini kabuğunda hayatın.
Herkes şiiri tespit sanıyor.
Tam yerinde bir tespit !
Şiir tesbih gibidir oysa.
Kiminde çok kelime; çek çek bitmez,
Kiminde az; dön dolaş dur.
Şöyle bir bakınca şair diyorlar bana,
Sanki uyanıyorum
Karanlıkla yüklü bir vagonda,
Sancıyor her yanım,
Özümse boşluk sarılı begonya.
Anlıyorum ve ağlıyorum,
Bir yağmur sonrası akşamüstünde çıkmıştım yola
Yazdı, ılıktı.
Ben ilk defa bir yağmura bitmemesi için dua ettim.
Bitti!
Artık yaşanan tek mevsim sonbahardı bu kürede.
Koca evrende, yalnız içimde kalmış gibiydi yaz ve ilkbahardan, birer damla.
İlkin indi yeryüzüne tane tane.
Bir anne kadar sessiz,
Bir çınar kadar ağır ve yavaş.
Bir alkış tufanı aldı üstümüzdeki delik brandayı, çıktım.
Söğüt ağacını bilirsiniz.
Uzaktan korkunç; hele ki gece...
Sapkınlık sarmışsa durum vaziyeti
Askıda kalmışsa kulun vazifesi
Hangisine takılır bu millet
Onca kanca arasında koyun gibi
Düşün ki kendi bacağına bile kadir değil
Öğrendim bir kütüphaneci dayıdan ne yaşadığımı
Ve zormuş diyor yaşamak bunu
Hadi sor sen de tarifsiz yolunu
Yaşarken değil ölünce anlıyormuşsun
Acısı damağını yakarken.
Ben sevdim yaşamayı;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!