Gökyüzü gözyaşlarını nadasa bırakmış olmalı
yoksa kirpiklerinde gürlemeye ramak kalanları
ve gecenin koynuna girmeden önce biriken tüm bu yaşları
başak tarlasını andıran saçlarına dökmeden bırakmazdı.
Oysa o damlalar yere çakılmaktan başka şansı olmayan kağıttan bir uçak gibi
Dahiyane bir fikir, gökyüzünün maviliği sahiplenişi
bir defa içe girdi mi bu fikir, zehir olsa da içilebilir
beklenir, tası, tarağı toplayıp gider gibi
geçiyor iken bu yoldan, altımızda atlas yorgan serili.
Uzanılır bu havada çimene, oh, hava ne de güzel
Rüzgâr olur saçlarını dağıtırım
yaz günü ne rüzgarı deme bana sakın
eser dururum, sen dur durduğun yerde
gerekir ise camını kıran bir taş olurum girerim pencerenden içeriye!
Fark etmezsin bile, dolarım bir anda odana
Her kadın bir parça kopardı, aldı benden
neden diye düşünmeye fırsatım bile olmadı
dipsiz kuyuları boyladım, sudan sebeplerden
çırpınıp durdum, üstüm başım kurumuyor nedense
şimdi silkelenmem gerek, pekiyi nasıl
okkalı bir tokat ya da tonluk bir yumruk gerek
Hatalar, hayalarıma atılmış bir tekme
yıldızlar geçiyor gözümün önünden
ileride de ipini koparan bir tekne
yerinde olmak isterdim, ne de güzel kaçıyor be
ardından ne idüğü belirsiz bir sis beliriyor
ya da fena dayak yiyorum, üstelik hiç de aç değilim
Tamamlanmıyor bu yarım kalmalar
şu güne dek umrumda değildi uçurtmalar
büyüdükçe peşinden koşar adım
onun gökyüzüne attığı kulaçlar ardı koşardım.
Bir ip ile uzanıyordum gökyüzüne
Ellerim, bir gömlek gibi kırışmaya başladı
korktuğum söylenemez, ama yaşlanıyor muyum
ne münasebet canım, daha yirmi dört iken yaşım
oysa şimdilik sadece yıllara yaslanıyorum.
Aynaya baktığım bu yüz, artık babama benziyor
Kelimelere en güzel elbiseleri giydirip
bakarım bir pencere kenarından hayatın koşuşturmasına
sıkılırım hiç sebepsiz, ayaklanır, bir tütün daha sararım
seni düşünürüm, sanki uzaktaymışçasına
bir an umutlarım yosun yeşili gibidir.
Uzun bir yolculuktu bu, bekliyor biri yolun sonunda
acaba ulaşmak istediğim kimdi, bilmiyordum ilk başta
ki yalnızlıklar parmak izlerimdi, ardım sıra bıraktım geçtiğim her yolda
kimi üzerine bastı, kimi umursamadı bile farkında olmadan.
Gitmek de nedir bilmiyor, içimdeki şu kalma duygusu
Uğultusuyla duruyorum, başım dönüyor düşünmekten
İçimdeki çocuğa seslenişim, tekrar onunla karşılaşmamla başladı
Fevri ve bir o kadar aklıselim, başta tanışıklığım bu kadar
Sonrasında unutuluş hikayesinin başrolünde kalan bendim bana.
Kendime rast gelişim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!