Senin iyi bir insan olmadığını artık biliyorum.
Senin iyi bir baba olmadığını artık biliyorum.
Ne çok senlerden var her gün dinliyorum senin gibi, senleri.
İyi bir eş olmadığını,
İyi bir damat olmadığını,
İyi bir enişte olmadığını,
Küçük fare kuyrukları,
Gövdeleri deliklerinde.
Sıkılmış yapışkanlar,
Hamamböceklerinin sırtlarında.
Bastığında üstlerine,
Yapışır tüm bedenleriyle.
Hayat, sürprizleriyle güzeldir.
Sürprizleriyle büyütür, hayat.
Çağlayan gibi çoğalır dostlar, kankalar.
Ölüm, sınırlıdır.
Sınırsız olan, hayattır.
Yaşanacak çok güzellik vardır.
Bir köpek dolanır ıssız sokakta
Denizin damlaları hasret yanımda
Işıklar yanıyor yeşil lamba işte sen ordasın
Uzanmak isterim hemen sana
Bilmiyor seni kimse ben bile bilmiyorum
İşte yine telefon çalıyor… Boşlukta sesi
Ağlayan insanlar
Ölüme ölümüne üzülen
Yaşayanlar
Gördüm onları tabutta
Her koltukta bir tabut
Herkes tek tek tabutta masadaki sandalyelerde
Sesinin notası okyanusta beste
Gülüşün ayda bir şelale
Elmas mı? desem Pırlanta mı?
Kuvars mı? desem Yakut mu?
Yeter mi seni anlatmaya...
Güzel İnsan
İnce uzun ışıklar mavi renk yanan
Her renk var aslında sarı kırmızı yeşil
Tekerlekleri olan heybetli kibrit kutunda
Sokaklarda kırmızı beyaz ışıklar yanar söner
Sahaf festivali Taksim’de
Kitaplar sayfalarını açar bakar insanlarına
Sadece İsterim.
Delikleri vardır ince uzun şeylerin.
Musluk.
Tam ortasından vidalarım.
Akıtmasın suyunu.
Çevirdiğimde vanasını.
Adam
Adam senin şansın yokmuş,
Adam
Bir kadına düşmüşsün
Kadın, kadın değil,
Karı değil,
Sana üstten bakarsam üstten bir topak bok,
Karşıdan bakarsam karşıdan bir topak bok,
Görürüm.
Bunu bilir misin?
Sandığın gibi üstten baktığımda şu.
Karşıdan baktığımda da bu değilsin…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!