Tutmuştun parmak uçlarımı yavaşca,
Hafiften uzandın avuçlarıma,
Sıkıca sarıldın sonra sımsıkı,
Birlikte düştük aniden yere
Tutunamadık elerimize, sarsıldık,
Bırakıp gittin neden?
Çıplak giydirilmemiş duyguların,
Ağırlığı olmadan, ezilmeden altında.
Sev cesaretin varsa,
Karşı koy beynindeki savaşlara.
Direnme aralanan kapının ardından,
Düş yağmur gibi toprağa
Hala çarpıyorsa kalbim,
Yaprak gibi titriyorsam,
Yıllar sonra yastığımızdaysa başım,
Kapılarda bekliyorsam yollarını,
Gözlerimizle konuşuyorsak susarak,
Kokun kokuma karışmışsa,
Ben doğarken eşit doğmadım
Diğer bebeler gibi
Dünyada eşit değilmiş kendine
Ne gecesi gündüzü
Ne mevsimi aynıymış
İki kere iki dört değildir belki de.
GİDEMEDİM
Kara gözlerin geldi gecelerime
El memleketinde, el düşlerinde davetsiz
Öksüz biraz kırgın
Kazındı sokak taşlarına yorgunluğum,
Aç kucağını,
Ana gibi okşa saçlarımı,
Karşılık beklemeden,
Sessizce dökülen yaşlarımı,
Ellerinle sil,sorgusuz sualsiz.
Avuçlarımı tut yüzüne,
Kar siyah yağıyor bu gün İstanbula,
Karalar giyinmiş,kederleriyle hüzünleriyle,
Üşütmüyor biliyormusun beni,
Üşütemiyor.
İliklerime kadar ısıtıyor sanki,
Tepelerden yuvarlanan kartopları büyümüyor,
Artık ne denizi,gözlerin,
Ne de güneşin kızıllığını,
Dudakların diye arayacağım.
Yalnız kalmak için seninle,
Gemi köşelerinde olmayacağım.
Unutturması için de içmeyeceğim.
Özgürlüğü sevdim mavi gözlerinde,
Deniz ve gökyüzüydü barış rengin
Ak güvercinlerdi uçuşan şehitler
Gülümserdi sevinçten bakarak.
Kırmızı beyazı sevdim ayında yıldızında,
Helal kanların rengini sevdim.
Uçurtmalarla yükseldim açıldım
Arada rüzgarın esintisiyle kaldım
Sulara daldım bazen çırpınarak
Dağların zirvesinden seslendim.
Çıplaktı günahsız sevgim
Giydirmedim onu yalanla




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!