Dost acı söyler dinletir,
Kıymetini bilendir
El davul çalar zil çalar
İyi günde gülendir.
Dost beyaza kara demez,
Ey aşk,
Ya ben erken geldim sen yoktun,
Ya sen geldiğine,ben.
Solladık geçtik birbirimizi,
Kazasız belasız bitirdik yeşermeden.
Yaşayamadık, sarılamadık seninle,
Mutlu bir anımızdır hayat,
Hiç bir yere sığamadığın,
Yapışıp kaldığın sökülemediğin,
Taş duvardır çıkmak istediğinde,
Tırmanıpta hızla yere düştüğün.
O siyah gözler değilmi ki baştan çıkaran
İnce beller kıvrılırken sağdan sola
Yollarını değiştirirler tenini solumak için
Kah resmini basarlar gazetelere
Kah kumlara sererler tek parça
Kimi haremine alır nikahsız
benide al yanına iplerine dola
sarılayım belinden
beni benden iten
yüklerimi atmalıyım gitmeden
önce tepeliklere, sonra
Hazan mevsiminde,yapaklar savrulurken rüzgarla,
Tüm hafifliğinle yükseleceksin semaya
Son ağırlığını taşıyacak omuzlar
Son alkışlar son şiirini fısıldayacak dudaklar
Herkes geçecek bu yoldan,kalmadı ne Fatih ne Yavuz’lar.
Nerde bir sıcak yuva görsem,
Dumanı tüten,
Ellerinde ekmekle,
Sıcak bakışlarla beklenen
Odun kokusunu çeksem birden,
Sıcak kucağına sığınıp,
Sen kara ben kara,
Soyunduk karanlığa,
Kara gecelerde sarıldık,
Sarsıldık ağladık,
Sabret az kaldı,
Uyanacağız aydınlığa
Hiçte adil değilsin zaman,
Sevinçlerimde mutluluklarımda hep koştun,
Kederlerimde,hastalıklarımda,
Hele beklerken sevgiliyi,özlemlerimde yoktun.
Kimileri tekledin,ya çabuk ya yavaş,
Bir türlü uyamadık birbirimize,
Benim sevdam çocuk gibi masum bazen,
Oynamak ister yaramazca,çamurla toprakla,
Bazende küser,somurtur kıvrılır sağa sola.
Fırtına olur aniden eser,savrulur dağlardan dağlara.
Yağmurlar yağdırır ıslatır gönülleri.
Kimi tomurcuk gül olur açmaya hazır,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!