Önümde virajlı uzunluğu belli olmayan yol,
Sırtımda sepet,
Zaman görünmez ağırlığını koyar üstüne,
Sarise saniye,dakikalar.
Sonra saatleri atar içine,
Bir bir günler haftalar,ayları kovalar,
Ne kadar bereketli,
Ne kadar misafir seversin.
Tüm güzellikleri taşırsın.
Hem doğurur,hemde örtersin.
Çocuğu genci ihtiyarı demeden.
Trilyonersin hemde faizci.
Tadı yok be canım bu günlerin,
Şekersiz çay gibi buruk,
Herkes uzakta kollarım boş
Çocuklarım dizimde değil
Fırtınaların yönü bile değişti
Yağmur sessız yağmakta
Silgiyle silinmedin,
İz bıraktın sayfamda,
Buz olup erimedin,
Donup kaldın kanımda.
Çiçek olup açmadın,
Kurudun dalında.
Daha çok özlemlerim mi olacak?
Daha çok ağlamalar,
Dinmeyecek mi benım fırtınam?
Ne zaman baharım gelecek?
Kollarımı saran yüreğimi yakan
İçimi ısıtan güneş?
Tuvalimi,sakin bir koyda akşam üzeri,
Ufukta,eflatunun mora teslim olmamak üzere
direndiği bir zamanda,
Kumların üzerine koyup heyecanla,
En güzel çiçeklerin ağaçların gölgesinde,
Kalbinin çırpıntılarını deniz diye çizeceğim kalemimle,
İnsan geçmişle yaşıyor bazen.
Müzikle,gidiyor yolculuğa biletsiz
Kokular ,gezdiğin sokaklar,
Gözlerini kaldırıp görmek istiyorsun bakkal amcayı
Seksek oynadığın ,kireç taşıyla çizgiler çizdiğin kaldırımı.
Heyecana postacının yollarını gözlemeler.
İlk günkü gibi bakmalıydın gözlerime yakarcasına,
Kalbimi esir almalıydın
Sıkıca ellerimi tutup,sarılmalıydın,
Kararlı ve tutkulu, gel demeliydin bana
Çaresizlik bazen en iyi çare gelir insana,
Yoksa öyle dik öyle güçlüyken
İnsan boyun eğerek mi haksızlığa,
Küçülürsün,omuzun düşük,sığınırsın karanlığa
Bir ses ışık beklersin.
Kıstırılmışsın her tarafın bağlanmış,
Suskunum kelimeler tutsaklaştı kalemimde.
Kaç yıl yedi, neden suçlu onu da bilmiyorum.
Bunun için mi sevdi gönlüm?
Hak edilmeyen sevdalara dolandın yeniden.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!