Bana haber ver sen Toros dağından
Göz ile gördüğük yerler bizimdir
Ne tapu isterik ne de kadastro
Yüzümüz sürdüğük yerler bizimdir
Bıçak keser gibi evden hududa
Hepsi üç beş çocuk zaten, avluda
Taktı takan kalbi kalbine onun
Korkarım ki böyle gelecek sonum
Gün yirmi dört saat ezberdir konum
İsmini cismime kazıyor zaman
Zeytini olan evlerde kimse kalmadı
Kışa kalmasın bu işler telaşı ile
Hummalı bir şekilde toplanıyor zeytinler
Tüccarın zeytinini amele
Evinin zeytinini herkes kendi topluyor
Zar zor yürüyen nineler bile
Akdenizin dalgaları gümrenir
Köpük köpük döver kıyılarını
Kız ile oğlanlar ayak çemrenir
Zannım bilen yoktur sayılarını
Geçme zaman geçme ayınan burda
Dibi kumlar dolu sayınan burda
Bizim orda
Kırlangıca gallangaç
Salıncağa sallangaç
Hava itmeli dardağan kurşununa
Patlangaç derler
Aldığım her nefes oluyor figan
Bana n'olur doğruyu söyle
Sen hala ne için ne diye yaşıyorsun
Kerem öldü kurtuldu
Ey ağıtların şahı oy bre Gülhan.
(3 Aralık 2008)
Bizimki kim bilir ne kadar erken
Yanına genç ve tombul genç sevgili alıp
Meralara çıkmış
Ne güzel taze otları yayılırken
Ne oldu kim bilir
Uvak uvak uvak diye
Bu gece şiir yazmamaya karar verdim
Çünkü herşey alelade
Ev ev, bahçe bahçe, araba araba
Yol yol, dükkan dükkan, daraba daraba
Hoşgeldin hoşgeldin, nasılsın nasılsın,
Merhaba merhaba
Ne Pir Sultan dinler
Ne Şeyh Bedrettin
Ne börklüce dinler
Ne torlak
Ne Hasan-Hüseyin
Ne Nevzat Çelik
Sevgilim sana mutlaka geleceğim
Bana biraz mühlet ver
Şunun şurasında beş çocuk büyüteceğim
Mürvetlerini göreceğim
Bir gün sana mutlaka geleceğim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!