Limon kolonyası almasan da olur
Gece 12.00 sularında
Balkona çık ve burnunu
Bahçelerden gelen
Rüzgara tut
Keskin bir portakal çiçeği kokusu
Yaylalarda görünen zirveler
Bulutlarla buluşur göklerde
Ben kuzey yamaçlarında erimeyen karım
Billur sular şarlardı şarlaklar
Yaralı dağlarım yas
Ağzımda kuyu suları tadı pas
Pencereye bir sonbahar yaprağı
Nasıl düşerse
Öyle düştü gönlüm
İpekleri işlenmemiş yaprak dalından koptu
Rüzgarını bekliyor savrulmak için
Nasılda yalnız
Sana aşkın en güzel şiirlerini yazmak istedim
Kendimce yazdım da...
Ama sende tık yok
Dünyanın en büyük,
Tepkisiz sessizliğine büründün...
Bırak bir sevgili olarak
Biraz uzaktan bakınca bu yaşta
Zeytinleri göremezsin ağaçta
Herhalde toplanmışlar dersin
Ama yanına varınca görürsün ki
Olduğu gibi duruyor
Meyve ağaçlarının bazıları
Kuyruğunu Kandil'de çöreklemiş
Uzun ağzı Anadolu'da
Dilinin ucunda Taksim
Koskoca bir memleketi
Uyutmak istiyor
Dilinin değdiği her yeri
Bu yeryüzüdür
Bu yeryüzünün üzerinde
Tek bir rüzgar eser
İki karakteri vardır
Ya ihya
Veya imha eder
On yıl önce,
Yirmi yıl önce
Ben niye bu kadını
Daha hiç zeval alametleri yokken
Gördüm de yazmadım yarabbi
Kadın kadın diyorlar!
Zaman, şehre uzak bir evde
Arabaların motor gürültülerini
Uzak bir sessizlik ile
Dinlediğim bir zamandır
Üç bardaklık
Bir çayı demlediğim zamandır
Ah gözlerimin gördüğü afak
Çepeçevre gördüğüm dört bir yan
Dünya denen nakış
Yalancı cennet
Evler, bahçeler, ekinler mera
Ağaçlar, ırmaklar, dağ,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!