Sen yağan yağmurlara sevinmesini nerden bilieceksin
Kendi ellerinle eğer
Bir fidan dikmediysen
Yaprakları büyümüyorsa yağmurla
Meyvelerini toplamıyor isen
Adını koymak dudaklarına kolay gelir
Söz sıcak yerden çıkar ya
Sevdiklerimden hiçbirini alamadım dersin
Şeker alamadım çay alamadım der gibi
Öyle görüür bu söz
Nasıl ve ne çetin
Vazgeçtim tek bir şey üzerine
Nice nice şeyler yazmaktan
Konu bütünlüğünden vazgeçtim
Yeter ki okumaya değer olsun
Tek bir mısra bile yeter
Bir mısra işte
Senden tam olarak kurtulana helal olsun
Daha seni tam olarak anlayamamış
Bilmem şu kadar salak şöyle dursun
Bu hizmet ve himmet ile
Daha çok yaşayacağın kesin
Aslında seni, görmeden yok etmek lazım
Hani bilirsiniz
Dükkanlarda eskiden
Bir resim olurdu
Biri veresiye veren
Öbürü peşin satan
Peşin satan
Sırtlan sürüleri
İnlerinden çıkıp
Şehirlere ineliden beridir
Gündüzlerin tadı tuzu kalmadı
Bana sandalyede oturup
Başımı duvara dayadığımda
Yağmur ceza evine benzer kimi zaman
Epey bir zaman sokar adamı içeri aralıklarla
Trafiğe çıksan bir bela
Şemsiyeyi alsan ayrı
Tüfeği alıp çalılıklarda avlanayım desen
Islanmadık yeri kalmaz hiçbir yerinin
Kasım sonu gazel kahvenin rengi
Açık hava, açık deniz, gök rengi
Kızarmış yapraklar ciğer ahengi
Eşyanın rengini senden öğrendim
Firûze ırmaklar dağlardan koşar
Vücudumda elemler zehire kesti
Ben top ile yıkılmazdım
Yar benle selamı kesti
Yalın sinir ile tahammülüm yok
Sâki-i câmından sun bana neşe
Beyhude sözlere artık karnım tok
Perhiz kar eylemez kırk yıllık keşe
Şişenin içinden bir sevinç akar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!