Alnımı yara verdi
Yaşamanın şartları
Düz duvarda tek başıma
Dağcı da değilim üstelik
Çekiç çivi mivi yok
Her şeyde bir fani olma kurumu
Yaşlı bir emmiyi Mersin'de
Yayan gidiyor diye
Arabaya aldım
Gideceğin yere kadar
Götüreyim emmi dedim
Yok dedi
Ağzı dili kan rengi kadife
Ve dayayıp öpmek için sıkı
Bembeyaz sıralı dişli
Çingene kızı Adife
Hanımcacık giyinmiş bir kerede
Ekmek almaya mı neyim fırında
Bilmiyorum ne nerede
İki arada bir derede
Rüya denen malumatın sırrında
Nasıl da özler insan severse
Nasıl da güler ansızın
Nasıl da ağlar
Nasıl da aldatır
Ve nasıl da küçücükken başlar
İnsan kandırma oyunu
Sen cinnet yaşasan onda bir şey yok
Her şeyi tastamam sırt pek karın tok
Dolar molar varsa yan cebine sok
Görenler zanneder el değmemiş gül
Ücret karşılığı her şeyi yapar
Doyamadım kokuna taze ıtır yaprağım
Rayihanı vecd ile her ıtırda ararım
Mezarıma ıtır ek ıtır koksun toprağım
Tenin değmiş her şeyi ıtır diye koklarım
Sen yok iken hırkanı ben gizlice kokladım
şimdi öldü
çok yaşlı bir ormancı ile
tanıştırdı ben zaman
bana kendini anlattı biraz
dedi bu dağların
koçular köyen bakan
Şiirin bütün ilham ve imkanlarını
Size gönüllü bırakıyorum
Nasıl isterseniz öyle olsun
Dilediğinizi yazın
Ben yokum artık
Yeşilin tonları bitti
son yapılan apartmanlar
vahşi tabiat ile
bir hudut çizgisidir
bütün kuşlar dahil
başka hayvanları da
görür insan bakarsa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!