Eğer Allah bir afat verirse
Sattığın nesne bir para etmez
Soğuk vurur, dökülür, kurur
Mesela turunçgiller
Turşusu yapılmaz
Pekmezi olmaz
Ben uyanığım hala
Gece oldu sıfır sıfır dört
Sen yorganı hiç kaldırma
Sabaha kadar
Başlarına ört
Horozlar ötüyor
Yüzleri solmuş bibiye
Fenerbahçeli Didiye
Minik Serçe ve kediye
Selam
Etten kef alan aşçıya
En girift fikirlerin güya serdi
Milyonların binbir kronik derdi
Toprak erozyon köprü su guverdi
Mesele devasa sana mı kaldı
Bir çöp gibi sevdana
Sürükledi kaderim
Varlığı ancak seni yazan
Sana münhasır kalemim
(3 Aralık 2008)
Devamlı içmek istiyorum
Ama sarhoşluğu sevmedim
Yatağa yatırıyor adamı
Bir gün bir akraba
Askerden mi gelmiş
Askere mi gidecek ne
Sen yokken ne yerler yer ne gökler gök
Ey semavat bütün yıldızını dök
Bahçevan gülşenden çiçekleri sök
Bahçeler ağlasın yâri yok diye
Bir ömür yaşamış kârı yok diye
Bazı şarkılarını dinledim
Çeşitli rastlantılar ile
Ne kadar güzel okuyor
Eski zamanın, tarzı birazcık farklı,
Divan müziği sanatkarları sanırsın
Taş plaklarda teganni eden
Sen benim hergün içtiğim
Bir paket sigaranın
Tablalalara silktiğim külündesin
Gözlerimi kapayınca
Seni göremediğim
Günahlarımın tülündesin
Yaşın yok başın yok adamlığın yok
Bütün burda konuştukların, burda
Bir insan yerine koy anlat bari
Felsefem bu benim dört yanım hurda
Sordukların da zaten beni tanımazlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!