Hasretine tahammülü, tam on sene
Öğrendim de ne oldu
Güneşin boyu kadar ümitlerim vardı
Bir kaşık sularda hepsi boğuldu.
Haziran 2008
Her ay otuz gün
Otuz ayaklı merdivende
Her bir ayağı yirmidört saatlik basamak
Hasretin öbür adı sevgiliye susamak
Eskiden herkesin kapısında
İnekleri olurdu muhtelif sayılarda
Herkesin sütü kaymağı
Kendinden olurdu çoğu zaman
Ama ne olur olur
Bir süt alışverişi olur insanların
Gözünü değişsen lens takıp bir gün
Peruk taksan yüz kez senede her gün
Tanırım ben seni yine de yorgun
Hattın hareketine hemen bellolur
Ben her şafaktan sonra
Seni istiyorum seni bekliyorum
Tana karşı kalk
Ve her akşam
Bana seni vermeyen hergünde
Senin için ölüyorum
Ta arkalarda Kiraz yaylaları
Önümüz Karasis yanımız Hopka
Ben dağların başlarını gezerim
O dağ senin bu dağ benim Hoppa
Tapınıyorum takdis ediyorum
Her şeyindeki her şeyinle seni
Dudaklarımın değebileceği
En erişilmez şey sayıyorum
Dudaklarıma sıkıştırdığın
Hâyâl bûseni...
Bin yıl geçse istemem
Sensiz olan tarabı
İster cennetlerden köşk
İster külhan harabı
Ben beyhude dolaşmışım
İster kadın ol ister erkek
Bu dünyada insana tip lazım
Belki yolun yaylalıklara varır
İnsanın altında dört çarpı dört
Bir jeep lazım
2008
Birgün zeytin ağaçlarının arasında
Çuvalları toplamak için
Araba ile geziyordum
Bir taş geldi tekerleğin önüne
Ben küçük bir şey sanıyordum
Elim ile çekerken kocaman taşı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!