Kırk yıllık gamsız bedeni
Seyyar hızarlar doğradı
Azrail geçmezdi burdan
Sonunda o da uğradı
Boyası sarı mı neydi
Denizlerde sular ayaklarını öpmek için
Sahillere hücum ediyor
Çiçekler sen al diye uçlarında daha kırılgan
Ve dağların nice yerleri
Belki sen çıkarsın diye merdiven merdiven
Bitkilerin kimyasını sana lazım olur diye
Çok uzun ıslıklar sayıyorum
u üt uuuüt üt Redkit in atına
çaldığı ıslıklar gibi
Yerler gökler şair olmuş
Üstmüze şiir yağıyor adeta
Allah şiir eleştirmenlerinin
Sigaram bitti
Gittim markete
Bana bir ikibin ver dedim
Paket biraz tuhaf geldi
Fıs fıs ama herşeyi aynı
Çıkardım bir tane yaktım
Eğer Allah bir afat verirse
Sattığın nesne bir para etmez
Soğuk vurur, dökülür, kurur
Mesela turunçgiller
Turşusu yapılmaz
Pekmezi olmaz
En girift fikirlerin güya serdi
Milyonların binbir kronik derdi
Toprak erozyon köprü su guverdi
Mesele devasa sana mı kaldı
Bir çöp gibi sevdana
Sürükledi kaderim
Varlığı ancak seni yazan
Sana münhasır kalemim
(3 Aralık 2008)
Yüzleri solmuş bibiye
Fenerbahçeli Didiye
Minik Serçe ve kediye
Selam
Etten kef alan aşçıya
Türk Edebiyatının son patronu
Yanlış anlamayın
Zengin anlamında kullanmıyorum
İşveren anlamında da değil
Adam, kendini edebiyata vakf etmiş
İyi ki delirmiyor
Sen yokken ne yerler yer ne gökler gök
Ey semavat bütün yıldızını dök
Bahçevan gülşenden çiçekleri sök
Bahçeler ağlasın yâri yok diye
Bir ömür yaşamış kârı yok diye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!