Gülay Yıldız Şiirleri - Şair Gülay Yıldız

zamanı aldılar
ve yerine bir düş verdi kahin
dedi ki;
içindekileri dök bu düş senin
düşü aldım, uykum süse boğuldu
Yüzün ellerimden kayan bir sevda masalı

Tebessümleri gamzesine kaçmış
Koca adam bakışında gözlerin...

Gözlerin;
Ilık bir denizden dalgalanmış
Ufkun çizgisinde demirlemiş,

Yüksek, kalın duvarlar ördüm etrafıma
Dışarı çıkmak istemiyorum
İzin vermez bekçilerim bir daha içeri de girmene
Sildim ayak izlerimi, girişi bulamazsın bile
Anla artık seni istemez yürek
Kabullen, bak! Isıtamıyorsun ellerimi

Asılı kalan hatıralarsa arkada
İndiririm hepsini, sen yeter ki unut!
Bu sevda bu cana artık azap / sa
Bitirdim canım, sen yeterki kendini avut!

Kırıntısı bol bir gürültü kirliliği aramızdaki… Büyük dilimleri dişleyen dudakların, geride bıraktıklarını tortu bellemiş iki gözüz şimdi. Bir rüzgardım oysa! Etekliğimle savurduğum tonlarca kırıntı vardı evvelden… Bir de tüm o rüzgarların bir efendisi… İşte onun kasırgasından kalanlar bugün senin ufkunda. Sevginin adı, yağmalanmış bir ruhun yeniden dirilişi idi. Fırsatsız kaldı ve dirilemeden bir mezarlığı ziyaret etti…

Kelime tavafı değil tüm cümlelerim… Dertleri var her bir kelimenin. Anlatamadıklarından yakınıyorlar kalemime her gün… Manasızlaştırma uykuna giren tüm düşleri… Uyku öncesi iki kanat çırpış ve huzurlu bir iyi geceler dileği adım…

Mayıs,2006

Bir düşü bozuk karanlık yüzün
Aydınlıktan tiksindiği kadar gün
Gülücüğünle aydınlat yolumu
Aydınlat ki,
Adını dost diye kazadığım bu kalbim
Her attığında dua etsin varlığına...

Zamanın sunduğu bir düş şenliği;
Ucu gözüken bekleyişin aydınlığı.
Zamanın hediyesi diye serdiği
Sana varışın çarşaf çarşaf mısrası

Bekliyoruz...

Geldiğin her bir adımın içerisine serpsinler diye
Meleklerin kanatlarına serpiştirdim sevgimi
Adımla huzurla gelişini...

Seni beklerken
son sekiz...

Yokluğun;
Sensizliği anmasın diye unuttuğum
Bedeli ağır günlerin ötesinde bir soluk...
Dert etme,
Ağladığım her geceyi bir bir anlattım duvarlarına.
Sen geldiğinde sadece iniltisi kalacak soğukluğumun...

Ellerinden uzattığın her gülücüğün
Yüzümdeki nakışıdır bekleyiş
Sadece dokuz gece
ve on gün...

Şafakları tüketti gözümün ufku