İstanbul
Daha fazla kararma
Akşam vakti gözümde
Utanır ağlayamam
Görürler diye gözyaşlarımı
Ay ışığında..
Ne bir umut ne bir ışık bıraktın
Seven kalpten bir sitemkar yarattın
Oysa sana bin defa söylemiştim
Aşka boyun eğdiğim en son duraktın
Yaşamak
Küçücük yüreğinde
Uçsuz bucaksız yeşillikler içinde
Geride bırakıp tüm yalnızlıkları
Acıları denize döküp
Seninle yaşamaktır
Acaba öldüğümde dillenir mi ellerim
Dudaklarımdan adın dökülür mü hala
Ak düşmüş saçlarımdan akar mı sevdam
Arkamdan seller gibi
Sahip çıkan olur mu göz yaşlarıma
Seni arar mı karanlıklarda gözlerim
Farzet ki sen yazdın bu şiiri
İçinden geldiği gibi
Sen yaşadın yaşadıklarımı
Gençliğinde deli doluydun
Adaletsizliğe karşı durdun
Vurmadın kimseyi
Bir daha böylesine yanar mıyım ben
Bir daha her sözüne kanar mıyım ben
Aşka küstürdün beni
Korktum kıyametinden
Kapattım gönül kapımı
Yıllar sonra aniden
Kar yağdırdın bugün
Unutamadığım anılarıma
Boş bıraktığın ellerime
Gelmediğin ıssız duraklara
Sarmadan gittiğin
Hala kapanmayan yaralarıma
Anadoluda bir köy
Koca bir dağa yaslanmış
Dağ yaşlı dağ yüce
Dağ düşman sahibi
Sebep nedir demeyin
Eşkıyayı barındırmış
Gençtim
Nice badirelerden sonra
Evleneceğim dedim babama
Omzumdan düş yeter dedi
Evlenip gittim
Yıllar sonra tam da
İstanbulda ekim akşamı
Saatler yolu gösteriyor
Yol ayrılığı,gece kederi
Yağmur yağıyor gün boyu
İstanbul kan kusuyor
Kendimi sokaklara atıyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!