Kararsın gece, söndürebilir miyim şehrin ışıklarını
Yağmura dur desem
Esmese rüzgar, bu nasıl bahar
Sessiz bir duruşu var masadaki mumun, hadi yak
Kararttığım geceye can gelsin
Cılız, gölgeli ve korkarak
Ben seni sevdim derim de,
Senden önce sözümdeki duruşundu sevdiğim.
Gün sonu gittiğimiz yerlerde girişin ardından pırıldayan göz bebeğimi sevdim.
İçime düştüğün akşamlarda kordun, yakışındı sevdiğim.
Çalan telefonda adını görmekti melodiyle gülümseyişim.
Varlığından öte sana verdiğin anlamını sevdim.
Bir yer bul şimdi yüreğine sığınacak, her durumda minnettar olup kabul edecek.
Gitmek değil çünkü mesele, aslolan mücadele.
Görmedikleri ve söylenmeyen ötekilere, hissedilenler var iki kişilik, korkular alıkoyarken mücadele edebilmek mesele; kaldım o yüzden, yanındayım.
Ellerimde sevdadan yapılmış kelepçelerle, senden başlayıp sana biten günlerde, kolay değil sandıklarımla mücadele güven duygusuyla kolaylaşıyor.
Önce hayata sonra gözlerine güvendim ben, savurgan sözlerden uzak zamanın sınavlarını geçmeye çalışırken.
Bir tek içimdeki his tutuyor beni, endişelenmedim hiç gidersin diye.
Kandıramadığım tekliğim
Dayanmaya çalıştığım özlemlerim
Uzaklığına alışmışken
Yakınlığında eli ayağına dolaşıyor sevgimin
Susmaya çalışıyorum arzular karşısında
Saat dokuz kırk beş. Akşamın ortası. Ezan okunuyor. Mevsim yaz ya ondan aydınlık sayılır daha ortalık. Gece kıyafetini giymedi gökyüzü henüz. Sersemletici bir günün sonunda evimdeyim. Aklımdan senler, benler, yaşanmış bir sürü detay geçiyor. Dün geceyi uykusuz ama sabaha karşı huzurlu bir dalmayla tamamlayınca gözlerimin acısı zorladı biraz. Ama bak sonunda günü bitirmeye yakınım.
Elimde eriklerim tabak dolusu. Katur kutur yemeye çalışırken gülümsetiyor sesi. Birazdan arkadaşımın nazik davetini kabul ederek yemeğe gideceğim. Ondan bastırsın diye midemi eriklere sığındım. Aslında esas istediğim yalnızlığımdan oluşturduğum kafesimde seninle olmak. Seni düşünmek. Yazdıklarını tekrar tekrar okumak, gülümsemek, ağlamak vesaire vesaire işte.
Çokça zaman oldu mektuplar yazmayalı sana. Kitabımın keyfini sürerken senle konuşmalarımı yok ettim. İçimdekileri dökemedim yazıya. Haksız bir kavga içimdeki dalları kırınca uzaklaştım kalemden kağıttan. Şimdi hüzne yakın oluşum oturttu beni sözcüklerin başına. Gözlerim dolu. Ağlamak gülmek kadar keyifli. Seni yazıyorum yine en derin duyguların arasında kaybolurcasına.
Söz sükuta döndü sessizlikte
Sessizlik öğretiyor acıtarak göz çekişinle
Dilin dolanıp kelimeler çıkmazken
Darmadağın kalıyorsun kaybetmişlikle
Silkelenmek zor
Ya dokunursa içinden kaçan duyguya
Bırak sensiz kalsın mevsimler bir süre...
Bırak ilk bahar tanımasın seni...
Bilmesin yüreğindeki o derin sevgiyi...
İzin ver yüreğine ağlasın...
Zaman ver kendine, bırak bir süre yalnız kalsın...
Bildiğin her şeyi unut ayrılığa dair, bu ayrılık bildiklerin gibi değil...
Zar zor sordum içimdeki soruyu sana
Yazdım iki cümle gecenin ortasında
Acıtıyor bu yok sayışlar sevgili,
Sadece ben mi düşünüyorum hak etmediğimizi?
Söyle yanlış mi tanıdım seni?
Her seçim bir vazgeçiş yürekten ve her vazgeçiş belki de dokunarak acıyan bir yere, yaraların üstünü kaldırıp savurgan, biraz da hırçın yapıyor sözleri.
Aslında çıkarken dudaktan duyguya yakınlar. Korkular alıkoyuyor kimi zaman, yanıltıyor bazen de kalpteki kırıntılar.
Harcarken ve intikam alırken geçmişteki aşklardan, ağlıyor içimizde bir yer.
Oysa özlenen sevgiler tenine dokunuyor, farkında olsan da olmasan da gözyaşlarını siliyorlar.
Çaresiz ki yine yanı hata yapılan; kıymeti bilmek dokunabilecek mesafede olmuyor.
Ne zaman eskisi gibisin cümleleri savruluyor öfkeyle bakarken gözler, işte o zaman gerçekle dans başlıyor. Aynı şeyleri yaparsan aynı sonuçları alırsın diyor aşk kaçmaya yüz tutarken.
Düşmekten korkma, düşersen tutarım ellerinden..
Bırakmam yüreğini..
Sen yeter ki çıkart duyguları zincirlerden..
Hissettiklerine kulak ver..
Gözlerinde gördüğüm aşk hayat bulsun dudaklarında..
Öyle büyük bir sevda biriktiriyorum ki sana..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!