Gül en çok yılbaşını sever Hollanda’da; o zamanlarda insanların yüzleri ışıklanır, iyilik ve hoşgörü yayılır. Sokaklardaki ışıklar renkler cam ağaçlarının ışıltıları, penceredeki sayısız küçük ateş böceklerini andıran ışıklar, hep sarhoş edişiyle duygularla, dolu olan gecesinde, keyfini ikiye katlar. Hayran hayran seyrettiği bu manzaralara rağmen, nedense bu yıl başını, ülkesinde gidermek ister.
Gül bu ülkede beraber yaşadığı diğer bacısıyla bir sürpriz yapmaya karar verir. Aldıkları bir kararla, yılbaşını Türkiye’de geçirmek isterler. Gül çocukları küçük olduğu için yanına alır ve nihayet iki bacı yola çıkarlar. Aklınca her ikisi, memleketteki yakınlarına karşı hoş bir sürpriz yapacaklardır.
Havalimanında iken, Türkiye'de yaşayan ablalarını ararlar. Burada bulunan ablası arabayla gelip karşılar. Üç bacı annelerine giderler bakarlar ki evde kimseler yok eve girip dinlenirler.Biraz sonra anneleri komşularından çıkıp gelir…İşte o an! Görülmeye değer bir hava estirir evin içerisinde...Öyle büyük bir huşu içinde, evlatlarıyla uzun uzun sarılırak hasret giderir anne.Onca geçen zaman aralıklarında sevinçlerinden ağladılar, çok güzel bir sevinçti aslında... Görülmeye değer bir sıcaklığı ve mutluluğu var vardı yaşanılan dakikaların…
Bana huzur veren
Akşamın laciverd aydınlığı,
İçinden kollarımı tutar
Çelişkiler oyunundan beni benden alır
Ahengin sevincine dönüştürür
Yaprağın usul usul kenarında
Senin akıp giden adınla kaç gece avundum
Ah kalbim, söz geçiremedim bilsem anlamadım
Bilemedim, uçurumun ucunda taş ev buldum
Elim ayağım yüreğine söz anlatamadım.
Her geçen gün, gitgide ıslak bakışına sarıldım
Ne yapayım kapılmışım bir kere…
Süregelen dünden bugüne
Zevkini okşadıkça bende okşar oldum
İster istemez sana fesleğenim.
Başıboş yürüdüm
Sen gideli her defasında
Açık ve aleni bir şekilde
Bir tavrı oluştu bende
Doğru bir çıkış yolu bulmak adına.
Ne bir acıma ne de bir şefkat var
Sesiyle inledi dumanlı dağlar
Sevindiğim gönlüm, gülerken ağlar
Sanmayın bağrımda fırtınalar var!
Yârimin nefesi göğsüme siner.
(Ulus/Ekim 2006)
Gözümün önünde, tıpkı bir şarap gibi
Olağanüstü güzellikte bir hasret belirdi,
Yıldızlar benden yana şarkılar söyler
Bahçemden gelen yasemin ıtırların eşliğinde.
Gözetleme kulelerine yerleştirilmiş bekçiler gibi
Ağlama Yeter Artık!
İnci gibi yüzün
İçime
Yaşam verdi bugün
Sevgilim.
Senden ayrı olduğum,
ıstırap dolu şu geçen hayatta
ertelediğim birçok şeyi yapmaya
hayatımı yeniden onarmaya,
kaybettiğim yılları,
telafi etmeye çalışıyorum.
Ay gibidir tatlım, doğdu yarı geceme
Sustu yâr dillerim, kilit vurdu heceme
Benim gönlüm, uçtu bir kere sahibine
Kalbim gem vurmaz istese de hatice'me.
(Aksaray/22.01.2008)
AKSARAY'IN BÜYÜK ŞAİRİNE, Dünya Şairler Birliği grubundan dosthane bir çağrı:
Gökmen Yılmaz Erdem hoş geldiniz ama geç geldiniz :) gündüz yayınevi şairlerine dokundurma
Kusura bakma, senin kitaplarını zevkle okudum. Onun için sana biraz dokunacağım :) Bir okur olarak hakkım.Tabi senin ...