bundan sonrası artık sensizlik
pencerede kör güneş
ve sağır yıldızlar
en azgın ırmakların kaynağı ta yüreğin
kenarından al sabahı
izlerini bulacaksın
uykusuz gecelerinin
adanmış bir doğum sonrasında
kır saçlı kentlerin yorgun düşüncelerini sil hafızandan
her günü bir tesbih tanesi gibi zikrederek
yıldız topladığın gecelere yaz
masalın en trajik yerinde çatıver
iki tel saçını birbirine
bir ılık tebessüm belki
belki bir süzgün gamze
yağsın üzerine
gökyüzünün renkleri
biri beyaz
biri berrak
üşüşmeden
bir başka yere
bir başka zamana
bir başka yolculuğa
gözyaşlarının üstüne dokunmadan ayak uçların
en uzak anılarına git
gün gelir ihtilal dumanları tüter sinende
ekin tarlalarında
bereketli başağına gizlenen
sonra kim bilir
yıldızlar toplarsın yere düşürmeden
uzaklara yol yaparsın samanyolunun yanına
ellerinden tutup
aynı yastığa dökülecekmiş gibi
rüyaların yeniden
bir dostluk
bir meveddet
bir aşk
bir uhuvvet koridoru
gelirken değil, giderken
sonra içinin en tenha köşelerine
bütün yalnızlıklarına
sonra dikenler gül açsın
ayrılıklar yasemen olsun diye
yürek yangınların
gökyüzü ve denizleri maviliğe boyasın
çöllerinde açan çiçekleri
sulasın yağmurun çığlıkları
bütün yarınlar için doğarken
güneşin ilk ışıkları
uçuşsun bulutların üstünde
ışığa ve nura
dönen ay ve güneşe
bir barış çubuğu gibi
uzat ellerini
ilk kıvılcım o vakit süzülsün
küheylanların yetişsin ikindilere
göğe açık avuçlarından melekler uçuşsun sonra
ay tutuşturan ah kıvılcımların
ankanın kanatlarından yağsın yegan yegan
çoğalan sırların insin bir bir
sevgiye bulansın
yoksa görmezmişsin
yoksa işitmezmişsin
yoksa konuşmazmışsın
suçu kaderin üzerine atma
bütün dilekleri gerçek bir dua gibi
üzerine alma
ahir suçuna suç katma
varsayalım ki böyleymiş
o zaman koşma
kaç
kaçamasan da
kaç
ölü dağlardan kaçan bulutlar gibi
kaçmak için attığın her adım
seni adresine yaklaştırsa da
içindeki Rabbin nefesi
içindeyse artık
ümidin kapıları hala aralıksa
gittiğin yere kadar git
sonra geri dönebilirsin
düşeceksen kendi adımınla düşme
düşeceksen arkandan itmeleri bekle
karanlık yolda yürüme
ayak dire
gel etme eyleme
çıkmasın adın
çatlamadan rüzgarın çehresi
duymazmış mühürlü kulaklar
ve de girilmezmiş sırça saraylara
hatta
has odanın fevvaresine karışmazmış ud sesi
kutlu ney çınlamazmış
kadehlerden içilmezmiş o sonsuzluk badesi
o abu hayat iksiri
muhtemel sözlerin zincirine vurulmuş
işkencesine uğramış
darağacına gönderilmiş
bir varmış
bir yokmuş
gök kubbede bir hoş seda imiş adın
redfer
İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 8.5.2023 13:39:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İlyas Kaplan](https://www.antoloji.com/i/siir/2023/05/08/gokkubbede-bir-hos-sedaymis-adin.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!