Ne oldu neyin var anlat bir hele,
Uzanayım şöyle bir dizlerine,
Dalıp giderken mavi gözlerine,
Anlat bakalım sen neye kırıldın?
Bin yetmiş birde açıldı kapılar,
İçimde sıkıntı uçurumlaştı,
Şeytan kulaklarıma fısıldadı,
‘’ Yeterli yar elinden çektiğin zar,
Kurtuluştur senin için intihar.’’
Bülbülün gül için ötüşü boşa,
Çiçekler kavgaya durmuş
Musallâ da otlar bitmiş
Taşında bir gül yeşermiş
Bir gül ki kuruyup gitmiş
Gözyaşların ve acınla
Islattığın yağmurları
Sessizliğin sesini duydum
Yalan değil yeminle duydum
Anlamını yitirmiş sözcüklerle konuşuyordu
Aşk, sevgi, dostluk gibi,
Anlamını yitirmiş sözcüklerle,
Şiirler mısralarını gölgeliyordu,
Güneş daha bir güzel,
Kuşlar daha şen,
Ağaçlar kendi halinde yaza hazırlanıyor,
Rüzgâr daha bir sen kokuyor,
Taze ekmek kokusunun rahatına diyecek yok,
Sular da neşeli,
Biz hiç sevilmedik,
Yarım sevdaların adamıydık,
Tek taraflı aşkların,
Gelmeyecek yolcuların bekleyeniydik.
Kırık kanatlarla uçmaya çalışan
Yavru kuşlar
Hiç bir şeyi yoktu aslında,
Ne evinde bekleyen bir kadın,
Ne evinin önünde bir araba,
Ayakları yaralı ve yalın.
Elbiseler parça parça,
Yüzü yaralı,
Ne olur bakma öyle Allah korusun ya tekrar düşersem gözlerine...
Ölene dek bir Rapunzel Masalı içinde yaşayacağım,
İnan bana sevdiğim hep gözlerini anlatmaya çalışacağım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!