kar yağmadan bir kışı soba yakmadan bir sonbaharı...
yıkanmadan defnedilen naaşları kuşların kırlangıçların...
ahmakıslatandan kaçan büyüklerin
dolu altında kalmış kaputları ezilmiş araçların...
kimseye dokundurtmadı göz yaşlarını
bir balık gibi ıslattı kendi fanusunun suyunu
toprağa düşen bir iki damlanın içine kum karıştı
yanağından süzülüp çenesinde birikenleri
yeşil kazağının koluna sildi
onlar orda kaldılar birkaç an...
kapanmış
bu şehrin kapıları
keşke gitmeseydi...
yağmura aldanmasaydı
şimdi doğacaktı
güneş oysa...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!