Dönüşü yok artık bilesin, gittiğin yolun,
Sensiz belirsiz her şey, karıştı sağım solum,
Tutmaz oldu elim, kırıldı kanadım kolum,
Geldi galiba dünyada sonum, Neredesin?
Gözyaşlarım yağmur olur da yağar üstüme,
Çekip gidiyorsun sessiz sedasız,
Sana “Dur” demeyen dile yanayım,
Aşklar olur mu hiç dertsiz cefasız,
Yanmayan o ateş ile yanayım…
Hadi gel artık, durma kalbime gir,
Boş bir kağıttır hayat,
Yazarlar olanları,
Çek kalemi aradan,
Tek bakidir Yaradan…
İyiliği yaz sağa,
Kendimi sizlere anlatmama var mı gerek?
Yetmiyor mu sadece korkusuz Türk’üm demek?
Sallamış ecdadım dünyayı Allah diyerek,
Adım, namım, şanım ve kanım ile Türk’üm ben.
Orta Asya’dan geldim cennet Anadolu’ya,
Bizim yüreğimiz koca Keş Dağı,
Kalbimiz masum Taceddin Dergahı,
Kahpeler kurmuşlar alçak bir pusu,
Muhsin’imin kan kokulu uykusu…
Bir Muhsin gider, binlercesi gelir,
Ey anam; var mı bu gidişin geri dönüşü,
Namusumuza sahip çıkacak olan benim,
Nasıl ise bir ananın evladı öpüşü,
Vatan için can verecek korkusuz Mehmedim.
Ey babam; mertliği öğrettiğin o gün bana,
Lise ikide tanımıştım onu,
Kalbim ilk defa pır pır etmişti,
Kalbimin kapısını ilk kez biri çalmıştı,
O benim ilk aşkımdı,
Olacaklardan habersizken ben,
Gök gürlemesi gibi bir ses gelmişti içimden,
Kararmıştır artık dünya,
Umut kalmamıştır aşka dair,
"Her şeye son" dersin, “Her şeye son ulan”,
Ve bir melek çıkar karşına,
Yakar yüreğini cayır cayır,
Onun gözlerinden ayırmak istemezsin gözlerini,
Bence herkesin bir köyü olmalı,
Bunca pislikleri gördükten sonra,
Temiz yerlerin olduğunu hatırlamalı,
Küçükken giydiği elbiseler gelmeli aklına,
Dizleri yırtık, paçaları yamalı...
Et tırnaktan asla ayrılmaz ama,
Mahkumdur bitmeye geceler bile,
En büyük aşklara dahi inanma,
Elbet var sonu, gözyaşı nafile.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!