Biliyorum sen şimdi gelemeyeceksin
Sesim dışarı çıkmadan kelimeler vuruluyor
Oysa rüyalarda bir başka güzelsin bana
Erişilmez bir sevda bu gölgeler susuyor
Bir eski roman değil
Raflarda unutulsun
Keskin bıçak ağzıdır hayat
Sözleri rengini kaybetmiş
Gözlerinin içi bayat
Gayri duramam buralarda
Mavi çocuk asılmış diyorlar
Gecenin namlusunda,
Uykudaydı zaman
Hırçın suların voltasında
Gezinirdi militanlar
Ve zaman
Her zaman kinden düşman
Yedikardeş burcunda hayalleri törpüledim
Umudu ektim kanla biten topraklara
Kandilli kilisesi önünde
Demir döven işçilerin yüzünde emek gözcüsüydüm
İntihar bombalarının parçalanan yüreği oldum
Yıldızları indirdim gecelerden
Çocuklar hızlı büyüyor Diyarbakır da
Yedisinde gözlerini dikine tutar dünyaya
Yetim bırakır korkuyu gecelerde
Sis ve bombalar
Toz topraktır oyunlarına
İşte gidiyorum en sonunda,
Kendi payıma düşen hayalleri alarak,
O çok sevdiğimiz şarkıyı mırıldanarak,
Yaralarımı saklayarak, gözlerim ağlayarak.
Umutları anlamsız kılan bir kavşakta çakışmışız meğerse,
Hayalin karşımda canlanırken
Sesin kulaklarımda
İki yana açıp kollarını gel diyorsun bana
Alıp umutlarımı kucağıma koşuyorum sana
Ve yine kayboluyorsun yine yok oluyorsun
Önce umutlarım düşüyor ayaklar altına
Güneşin batışıyla kapansın gözlerim.
Yakamozlara verilen süre kadar olsun.
Yorulmuş körpe bedenim şikâyetçi dizim
Okunmasın ezgilerim duyulmasın sesim,
Sessiz ağıtlar eşliğinde alsınlar beni...
Ben ne aşklar gördüm
Sağanak yağmurlar aldı
Ben ne ayrılıklar gördüm
Giderken izi kaldı
Tut ki bir gecenin karanlığısın
Sevmelere uzak bir şehirdi yüreğim
Her köşesi İşgal altında
Daha çocukken vuruldu düşlerim
Gülüşlerim siren seslerinin tutsaklığında
Yasaklanmıştı kullandığımız sözcükler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!