Haydi, davran çavuş
Kaldır şu yorgun tüfeğini
Bu hırçın sular sakin görünse de
Hükümet bugünlerde karışmış gibi
İşte görüyorsun değil mi?
Yüzlerinde gecikmiş darbe izi
Sevda kimi zaman dağlarda gezer,
Bir ceylan ürkekliğinde
bakışlar yakalarken.
Kimi zamanda gökyüzüne benzer,
Karanlıklar yere indiğinde
yıldızlar çalarken.
Salıverdi namludan kör bir kurşun,
Hedefini mi şaşırdı bilmem ki.
Vuruldum kimliği belirsiz kişiler tarafından
Bu yazgı böylemi kabullenmiş beni,
Böylemi yasaklandı doğacak güneşler...
Oysa daha hayallerim çıplak,
Bir sınavdır hayat, içinde zorluklar
Öyle anlar vardır ki, diken tarlasındasın
Uzak olur her şey, eli kanlı bir tuzak
Dokunmak istersin, canın yanar
Kaçmak istersin, geride sessiz çığlıklar
Kar yığını sevdaların yamacınca
Çaldılar mavilikleri
O soğuk gecelerin hırsızıydı onlar
İşkenceden çatırdayan pencerelerimi
Ve titrerken kırdığım dişlerimi bıraktılar
Ümitlerimi bir zindana attılar.
Düşlerim paslı prangalarda.
Hayallerime kelepçe taktılar.
Umutlarım idam sehpasında...
Yokluğunda aldılar beni.
Bir çığ düşer yüreğime
Ansızın bir çığlığa bürünüyorum
Kimsesiz ve yapayalnız
Bir hüzün çöker hayallerime
Bir hüzün ki beni öldüresiye
Şimdi seni düşünüyorum yıkım öncesi
Bir yıldız daha kaydı
Gözlerimin en masum yerinden
Yıllar ömrünü çaldı
Şiirler söylerken derinden
Ah ulan be rıza
Gidişinle döküldü, salkım salkım yapraklar.
Çatladı kaldırımlar, toplandı bulutlar.
Biz seni beklerken güneşli gözlerinle
Nereden geldi bu zamansız yağmurlar...
Kuş cıvıltıları yankılanırken okulumuzun bahçesinde,
Hangi geceler aldı seni içimizden
Üşümüş kuşlardan aldım haberini
Avluda değmişsin türküme
Soğuk duvarlar kasarsa yüreğini
Hasreti sıkıca giy üstüne
Esen rüzgârla kokluyorum saçlarını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!