Sürgün sayılırsa gidişin gün batımına
Savurmak isterim korkaklığımı giden zamana
Ve ah edip yanlışlarıma
İşte…
Evet, işte o zaman sarılmak isterim kavgama
Sıkıca
Büyüyordu her şey
Günler geceler uzuyordu
Küçülüyordu göğüs kafesim
Bir yanım hep seni özlüyordu
Kuşatma altındayım
Silahsız savunmasız
Yağmurlar yağardı
Bu şehrin caddeleri sırılsıklamdı
Bulutlar yıldızları
Sen pencerenin perdelerini örterdin
Bütün içli şarkılar
Gitmeliyiz erken demeden
Karanlıklar güneşi örtmeden
Görmeden hazan mevsimini
Vermeden teslimiyetini
Düşmeliyiz duruklara
Sevda taşıyan omuzlara
Nazım ki hasreti en dayanılmaz
Yerinden kucaklamış
Bizim hasretimiz nedir ki
İki sokak ötede kalmış
Yılmazın saçlarına aklar düşmüş
Bilirim buz dağıdır yüreğin şimdi
Üşümekte parmak uçların gözlerin hazan mevsimi
Bilirim geçmek bilmez bu zor günlerin
Bir bir kapanır kapılar
geride baygın düşlerin
Yalnızlığın kıyısına vurur hayallerin
Bir deniz kıyısında oturur,
Dalgalar acımasızca kayalıklara vurur.
Martıları izlersin, kanat çırpışlarını özgürlüğe…
Onlara özenir uçmak istersin
Sonra düşersin,
Alıngan bir hayalin altında kalır düşlerin.
Tanık olsun duruşuma
İşbirlikçisi pezevengi
Yumrukladım ellerimi semaha
Bizimdir Gökyüzü mavilikleri
Artık yanık Bir bir türkü değiliz
Kimim ben?
Bir kaldırım yosması mı?
Yağmurlar yağar
Bir başka yüzüm olur
Bir başka eser rüzgâr
Saçlarımın ıslak kıvrımından
İkili bütün ilişkilerde çözümlemeler yaptım
Kimini saklı bıraktım
Kimisi zaten yasaklıydı hücrelerde
Avuç içi terlemiş kaç el
Geri çekildi utangaçlığına
Saçlarının ıslak hali
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!