Kurtlara kalınca tüm ülfetimiz;
Başa üşüşmeyen çakal kalmadı!
Sürüye sedadır her külfetimiz;
Çobana çalacak kaval kalmadı!
Fakir fukaranın büktü belini;
Vedasız akşamdan çıktım giderim;
Bilmem ki nereye düşer yolumuz?
Vefasız yaşamdan bıktım giderim;
Bilmem ki nereye düşer yolumuz?
Haberim olmadı bahar yazından,
Ozanlık sırrına ereyim dersen:
Kalemin ustanda al da öyle gel.
Dostluğun cemine gireyim dersen:
Can olup cananda kal da öyle gel.
Başkasını görme kendi özünden,
Akıllılar kurmuş bozuk düzeni,
Biraz da deliler yönetsin bizi.
Atın başınızdan halkı ezeni;
Biraz da deliler yönetsin bizi.
Delilik ettiler Kemal ve İsmet:
Yeniden bir güneş doğar,
Yarın ola hayır ola!
Karanlığı ışık boğar,
Yarın ola hayır ola!
Verilmezse alınır hak,
Baharda açılan bir yeşil yaprak;
Solmaz deseler de solacak birgün.
Gün gelip üstüne şu kara toprak;
Dolmaz deseler de dolacak birgün.
Dertlerin merhemi yoktur tabipte!
Gülmedim dünyaya geldim geleli,
Geçti hazan ile bitti şu ömrüm.
Ağıtla höllükte kaldım beleli,
Geçti hazan ile bitti şu ömrüm.
İçimdeki bebek hayaller kurdu,
Başımızda durup gölge etmeden,
Bizim dünyamızı bize bırakın!
Viranede baykuş gibi ötmeden,
Bizim dünyamızı bize bırakın!
Fitne fesat kurban ister ilahlar,
Gelen beyler ağam, gidenler paşam;
Boşver gülüm boşver, boş bu dünyayı.
Emreyle cananım dağlardan aşam;
Boşver gülüm boşver, boş bu dünyayı.
Dünyanın yükünü çeksen de bitmez,
Ayrılık hasreti zulüm getirdi,
Gurbet ateşinde yandım nara ben.
Hasretliğin derdi cana yetirdi,
Şu geniş dünyada daldım dara ben.
Gurbete gelmişim sılam aralı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!