Kötüymüş kaderim, şansım, talihim;
Gülmedim de geçti şu garip ömrüm.
Ne rahata erdim, ne de salihim;
Gülmedim de geçti şu garip ömrüm.
Karaları gece, gündüz bağlarım,
Köyümüzün önü bahçedir bağdır;
Viran eylemişiz zaman içinde.
Kimini kaybettik, kimisi sağdır;
Kalan canlarımız aman içinde!
Şu garip ellerde bulsak da yolu;
Bir gönülden bakar gezer ararız,
Dost bağından olmayanda nemiz var?
Candaş olup biz canları sararız,
Dost bağından olmayanda nemiz var?
Dost olandır kara günün yoldaşı,
Bir insanda gönül hoş olmaz ise;
Olmadık dağlardan hezen indirir.
Gönül gam kederden arınmaz ise;
Has bahçe içine hazan indirir.
Eğer gönül bulmaz ise eşini,
Gittim gurbet ele kaldım eğleştim:
İlleri var bizim ile eş değil.
Lal oldu dillerim bazen söyleştim:
Dilleri var bizim dile eş değil.
Doğarsa(!) ufuktan güneşi mağrur;
Neyin kaldı bu dünyada?
Ağla kara bahtım ağla.
Kaldı neyin bir arada?
Ağla kara bahtım ağla.
Yazıların karalısı,
Nasıl unutayım gül yüzlüm seni?
Düzümün baharı, yazı sendedir.
Bir bütün eyledik seninle teni;
Özümün efkarı, hazı sendedir.
Yaşam kavgasında naramsın benim,
Biz veda eyleyip ayrılsak bile:
Şu garip gönlümün başında sensin.
Ben senin adını vermedim dile:
Ölürsem mezarın taşında sensin.
Seninle geçirdik hoş bir muhabbet,
Alnımın yazısı kara bahtımda:
Canımın içinde cananı gördüm.
Sevgiden kurduğum gönül tahtımda:
Canımın içinde cananı gördüm.
Bülbülüm bir güle tutuldum erken,
Ben sevda peşinde nara yandıkça;
Közümde titreyen küller gam çeker.
Göğsümü döverek yâri andıkça;
Sözümde inleyen diller gam çeker.
Göklere yükselir ahım figanım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!