Yanıyor içimde bir kara sevda,
Ne ondurur beni ne de öldürür.
Karlı dağın karı etmiyor fayda,
Ne yandırır beni nede söndürür.
Aah ettikçe çıkan acı feryatlar:
Kırmızı gelinlik içinde seni:
Görmek istesem de gördürmez kader.
Alnıma koyunca sıcak buseni:
Gülmek istesem de güldürmez kader.
Gamlı yaslı geçtim gençlik çağından,
Sevmişse güzeli bir deli gönül:
Ağlamak sızlamak bu feryat niye?
Yollara bakarken mahzun ve melül:
Yürekte duyulan bu firkat niye?
Bülbüller severken gülşende gülü:
Özenmiş Yaradan, hasların hası:
Şu benim halimden anlamayan yâr.
Güllerin içinde gülün alâsı:
Karalı bahtımı allamayan yâr.
Coşkun sular gibi çağlayıp akan,
Özü çürük sözü çürük bir yâre,
Verirsen gönlünü ağlar gezersin.
Tabipler Tabibi bulamaz çare,
Başına karayı bağlar gezersin.
Yoksunsa ikrarsız imandan dinden,
Yandım ataşına közüm kül oldu,
Savuran yel bile gayrı üşüyor.
Bülbülüm kafeste güzüm gül oldu,
Can ile bedenim ayrı düşüyor.
Sevdiğim cananım yad oldu bana,
Lafım diziliyor gelip yan yana;
Yerini bulursa sözlerim benim.
Doğru da yanlış da hastır insana,
Her zaman da görmez gözlerim benim.
Mevla'yı severim insan sevince,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!