SUYA DAMLALAR/FEV
Gül Hırsızı
Cumhuriyetin yıldönümü kutlanmasını yasakladılar. Biz yine de kutladık.
Atayı anmamızı da yasaklar bunlar. Ne zamandan beri söylemiyorlar mı?
“Nedir bu her yıl, her yıl anma? .. Bıktık…”
Nejat Güneri bir yazısında garip bir doktordan söz ediyor. Doktor hanımın teki, muayene gününün akşamında, yaşlı hastasını telefonla arayıp tahlil sonuçlarının iyi olduğunu söylemiş. Önerilerini telefonla sıralamış.
Şaştım kaldım. “Günümüzde böyle doktorlar var mıymış? ” diye. Tıpkı hükümetimiz gibi bizi olumsuzluklara öyle şartlandırdılar ki, işin içinde bir çapanoğlu olduğunu düşünmekten kendimi alamadım.
Telefonla öyle düzenbazlıklar yapılıyor ki, bu da onlardan biridir sanmamak olası mı? Ama hayır, değilmiş. Doktor hanım beni yanıltmış.
Gidişlerin güzel ama gitme gel
gelişlerin güzellikten de güzel
bana geldiğini bilmek ne güzel
ayak seslerini duymak ne güzel
tıkır tıkır, tıkır tıkır…
1
Atlas Okyanusu, haber götür benden
yeni dünyadaki en güzel dosta
sevinçle gözlerini kırp da…
ulaştır selâmımı
kanatlarını hızlı çırp da...
İncilipınarı hep su yerine
oluğundan inciler dökülen
bir çeşme diye düşledim yıllar yılı
İncilipınar’dan inci değil
Ateş akarmış meğer
Büyüyünce öğrendim.
Bir televizyon haberi izliyorum.
Bir yandan yağıyor kar
bir andan yıkılan bir binadaki betonların
içinden demir parçaları çıkartmaya çalışıyor
insanlar…
Sonelerim:
14 Sevgiliye 14 Sone: 01
Sen bir deli kısraksın şiir okur soluğun
nal seslerin umuda koşan habercilerdir
Kağıttan gemi olsam
azgın dalgaları yol verir mi
geçirir mi beni öte yana
Tuna? ..
Tuna,
O kadar çok gittin ki
unuttum seni
unuttum adını
başka şeylerini
örneğin gözlerimin
içinden çıkmayan gözlerini.
Seni Leyla sandım da
kızgın çöllere düştüm
mecnun gibi ateşi
bedenimle bölüştüm
Ferhat olup dağları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!