Her taraf yem yeşil, bu neyin nesi,
Kulağıma gelen, kuşların sesi,
Kalkmış üzerinden, kışın perdesi,
Parlayan güneş, baharım diyor.
Öter kayalıkta güzel keklikler,
Yine duman, duman olmuş, dağlar arası,
Kavuşmuyor, şu gönlümün yarası,
Geldim ama, bilmiyorum neresi,
Karlı dağlar, yavrulardan ne haber?
Cudi dağları da, yüksek mi yüksek,
Şikâyetim sana, Ulu Yaradan,
Bülbülüm ama sesim çıkmıyor.
Bağımı, bahçemi talan eyleyen,
Tilkiye, çakala, gücüm yetmiyor.
Kurulmuş koltuğa, paşalar gibi,
İçerde huzur güven sağlayan,
Yiğidim aslanım Polisim benim,
Görevi uğruna coşup, çağlayan,
Yiğidim aslanım, polisim benim
Astını, üstünü, amirin bilir,
Bir gün olsun. Yavrum diye,
Sevemedim, sevemedim.
Ayırdı zalimler bizi,
Gelemedim, gelemedim,
Nerde küçük, Oğuzhan’ım,
Sitemim vardır, gönüldaşlarım.
Aslan sandık amma, payı alindı.
Asırlık çınara, bu göz yaşlarım,
Devrildi şimdi, gölge kalmadı.
Ne bir dost kaldı, ne de bir yaran,
Düğünmü var, bizim köyün dağında,
Neden süslenerek, bezenir dağlar?
Henüz gençliğinin, zirve çağında,
Oturmuş bir gelin, ah edip ağlar?
Çiğdem bağrın açmış, ılık yellere,
Çobanı vezir eden,
Veziri rezil eden,
Haklıyı haksız eden,
Sen neymişsin be koltuk.
Entrikayı hileyi,
Heybetine bakıp adam sanmıştım,
Şöyle bir yokladım içi boşumuş.
Kanatlanıp gökyüzünde süzülür,
Meğerse bi çare serçe kuşumuş.
Fazla öterdi bülbül sanmıştım,
Çok isterdim köyümün bacalarından
Buram, buram dumanların tütüşünü,
Seher vakti, horozların ötüşünü,
Zil, tongurdak sesiyle
Yaylıma davarların gidişini,
Koyun kuzuların meleyişini.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!