Her güzel gözün ardı ey gönül cennet değil
Bu aldatan bakışlar senin için mi sandın
Nasıl da bir gaflete düşüp edersin meyil
Ötelere uzanan sen can içinde candın..
Her insan at üstünde ey gönül sultan değil
Ağlamak yakışır belkide bize
Cennetin şu yolu göz yaşı mıdır
Çok gülmek haramsa eğerki bize
Yürekler dünyada köz taşı mıdır..
Ey hayat durmadan ne üzüyorsun
Tepenin ardı geniş güneşe git diyorsun
Şafak süslendi hissiz bir Kızıllığa şımdi
Sezsizlik cöküyor ve belliki gidiyorsun
Karanlığı bırakıp önüme seriyorsun...
Vur dedim kadere vur vurdukça vur
Kalmayacak madem şu dünya da adın
Dur dedim kendime yeter dur artık dur
Çırpınma boşuna kırılır kanadın....
Dön dedim dünya dön döndükçe yine dön
Ayışığında bir sahne konu sen
Attığın bu kentte ben yasaktayım
kimliksiz sokakta ve hep sonu ben
Son bir kez kendimi oynamaktayım
Yas mı tutar sandın bu şehir bakıp
Biliyordum bu dünyadan
Daha güzel bir yer vardı
Rüyalarımda ki gibi
Hayalini kurduğum
Düşlerim gibi
Bırakıp gitmek istiyordum
Bir toprağa atılan tohumlar gibi
Tane tane ve tertemiz
Atıldık dünya denilen yere
Büyüdük yavaş yavaş
Ayetler tercüman oldu
Yaptığımız secimlere..
Silahlar öldürmüyor günahsız masumları
Kahpelik öldürüyor insanı insanlıgı
Saysan milyon tanedir sahildeki kumları
Bir kum tanesi etmez kahpenin sultanlığı...
Tenime dokundu soğukça bir el
Aldı çekip ruhu derinden o el
Bu koca dünyaya sığmayan bu el
Ucu dar sığdığı topraktan bir ev
Tahtadan yapti iki el bana bir ev...
Ağlasam sızlasam söyle ne cikar
Hasret mi bitecek söyle bileyim
Şu çöllere düşsem beni mi yakar
Soyle de ne olur söyle bileyim
Söyle bırakıp da nasıl sen gittin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!