İlk tanıştığımız günkü sahildeyim
Ellerim karanlığa kenetli
Bir türkü bulmuş beni
Tabiat suya bulanıyor
Gözlerimden avuçlarıma yağmur yağıyor
Bırakında selamı o okusun
Sonra sinsice saçlarına gömün beni
Rüzgarında savrulayım
Ardından yavaşça sürün yüzüne kefenimi ki
Yınızca kokum kalsın benden geriye
Ve ilk toprağı o atsın üstüme ki
Dudağımda sövmelerle yürüyorum
Umutlarım kararıyor kayan yıldızlarla
Hava ağır yaralı,barut kokusu sinmiş
Bir özgürlük marşı söyleniyor
Bu kentin arka sokaklarında
Kaç zamandır ağlayıp durdum
Çıldırıp kendimden hesap sordum
Düşündümde hepsi boş
Kederi yaktım bugece
Enacısını yaşadım yanışın
Ölüm deme bana nolursun
Kulağımda bir ses çınlıyor
Bir şey mi olacak yoksa
Bugün akşam erken iniyor
Bir hasret seli önce
Birden karanlık
Yalancı gülüşler dört yanım
Maltada kana susamış dar ağacı
İntahar gülleri beslerken
Çöker dağlarıma hapislik
Susunca ansızın
Gece biterken
Gözlerinin ateşi sönüyor
Şafak sökerken
Kana bulanıyor
Siz değilmydiniz siz
Bir bir yiten gözlerimden
intikam gibi kudurduğum
kokunca buram buram
Kuru yaprak gibi altımda savrulan
Aklıma bişeyler düşer
Gece yarıları
Bir,iki satır
Bir kağıt
Birde kalemle
İçimde düğümlenir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!