Turnam dağlar aşıp göç bu diyardan
Yarim bugün gider oldu
Düşüp kendi derdine
Halim nedir sormaz oldu
Candost geceler bile
Fena kurşun sıkıyorlar
Bir yiğit aşık olmuş anlaşılan
Yıldızlara kızmış…
Birkaç yıl evvel öğrenmiştim
Kurşun sıkmak değil ama
Deli hayat kavgasında
Genç bir aşık kesilmiş
Nemrut ve toros
karasu ve gabar türküleri
Hep söyler kara
Ağlar kapkaranlık şafaklar
Sözümü tutamadım
Yazmadan duramadım
Hadi dal gözlerimin derinliğine
Hece hece
Mısra mısra
İSTANBUL gözbebeklerimde
Daha fazla kirlenmese duygular
Sussa yalan insanlar
Türküler gelip göçse yurdumdan
Şair nefesleriyle
Bilirmisin sen kış gecelerini
Ayazı vurduğunda parmak uçlarına
Anlarsın tabiatın bulandığı beyaz değil
Akşamdan kalma kan kokusudur
Negarip şehir bu İSTANBUL
Kan kokar ellerim
Ve şakaklarım
İntahar gülleri
Birde hayalin
Genç yaşta
Bilirmisin sen kış gecelerini
Ayazı vurduğunda parmak uçlarına
Anlarsın tabiatın bulandığı beyaz değil
Akşamdan kalma kan kokusudur
Negarip şehir bu İSTANBUL
Kardelen uç verir,
Toprağın bağrını yırtarcasına
Deşer durur bulutları
Yıldızları avuçlarıyla tutarcasına
Güneş uzak uzaktır ona
Şafaklamalı şimdi karanlıkları
Faili meçhul cinayetler aşkına
Kaç ana ağıtlar yaktı kıyılarında
Kaç yiğit deşildi gözyaşlarıyla
Kürdü,Türk ü kardeşti oysa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!