Alaca karanlıkta bir ormandayım
Git gide kuyuda kayboluyorum
Ağaçların arasından süzülen
ışığa koşuyorum,
Ayaklarım çıplak,üstüm param parça
Çalılar yüzümü elimi çizik çizik kanatıyor
Bir gemiden inişi bekliyor
Köhne bir limanda
Gemi kalkma saati;
Akreple yelkovan savaşının
Bittiği son nokta
El ayak çekildi sessizce,
Güneşin kızıllığı karanlığa bırakırken yerini,
Herkes birer birer kendi hayatına yollandı…
Baş başa kaldın kendi yalnızlığınla,
Yol geçmez bir birane,
İz kalmaz bir türbe gibi olmuşsun…
Aşk mıydı seninle yaşadığımız?
Yoksa savaş mı?
Bir yarıştı sanki seninle hayat
Önceleri benimle
Sonraları seninle
Ulaşılmış finale…
Asfaltların beyaz kısa kesik çizgilerine takılı kalır gözlerim,
Bir otobüs camında saclarım
Çizgiler hızla arkamda kalır
Ahlar vahlar arasında gençliğim
Yokluğuna susadım
nerde olsam tanırım seni
kremasız acı bir nescafe kokusu
sigaranın dumanıyla eser içime
kulaklarımda her hicaz şarkıda
ıslık ıslık çınlarsın sen
maziden çıkarcasına gidersin
Senli sabahları özledim yokluğunda,
Uykusuz, yorgun gözlerimle her sabah,
Pencereden dışarı bakıyorum.
Baharın ne zaman
Nasıl geldiğini anlamadım
Senin sayende…
Yorgun gözlerimi kamastıran sigaramın dumanı mı?
Yoksa geçmişten gelen bir dostun
Kırgın ve ürkek sesimi
Nasılda çatlamalı geliyor
Tozlanmamış hayatın sayfalarından
susukunluğa esir olmuşum
sessiz çığlıklarım yankılanıyor
yalnızlıga siper almışım
boş kovanlar baş ucumdan düşüyor,
hayalinin üç adım önünde
Nefreti gözlerinde taşıyıp
Yalnızlığa gömülüp
Yüce mi yüce bir dağın tepesindeyim
Yüceliyorum bir aşkın bitişinde daha
Bir elveda daha, yeni bir merhabaya sürüklerken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!