uyandım karanlık uykularımdan
elim telefona gitti sustum
bir sigara yaktım
gözlerim seni aradı
sen yoktun
öyle ya sen gittin
Ben sevda yolunda
Bin kere kursun yedim
Ama yine dimdik durdum yıkılmadım
Çünkü her sevdanın kurşununu
Çıkaran bir sevdam oldu
Zaman ne kadar acımasız
Ne kadar imkânsız
Uzaklıkta yıkıyor sevdayı
Yakınlıkta doyum olmuyor
Zaman ne kadar insafsızca geçiyor
Denize kıyısı olan bir sehrin
Yaz sıcağında,
Kurumuş tenimin esintisi gibi,
Kollarımda dalgalara bakşın.
Oturmuşuz seninle,
Sağlam bir liman gibi
Karsı dimdik durdum
Hayat denizinin hırçın dalgalarına karşı
Her vuruşta bir şeyler aldı götürdü benden
Aşlarım…
papatyalar erken açtı buralarda,
küresel ısınmaymış,
öyle dediler,
oysa mevsimi gelmişti gönlüme,
gurbet nöbetlerimin,
tam vaktiydi biten sözlerimin
Ucuzdur hayat bir kursun kadar
Boğazımda yine bir düğüm
Bir sıkıntı göğsümde
Karardım yine hüzünle
Anlatamıyorum ifade edemiyorum yine
Güneşsiz bir öğle sonrası Cuma ertesi
Tek kişilik yalnızlık oyunu
Uzak diyarlarda yârin kokusu
Yağmur sonrası toprak kokusu
Yorgun bulutlar ağlamaklı
Eski bir dostla eskimeyen dostluğun neşesinde,
İkimizde bilinmedik bir restoranın cam kenarında, önce kalabalık insan seline dalıyoruz, fastfood yemek telaşının bitimiyle, ben o unutulmayan cay sigara keyfimi yaşıyorum.
Tozlanmamış anı sandığından havalanan kuşlar gibi hatıralar eşliğinde biraz hüzün biraz kahkaha.
Hadi git, git de dinle kalbinin sesini
Bir zaman olur belki düşer aklına
Şarkılarda aradığın o kusursuzluk
Beklide bir kitabın içindedir
Yada bir sinema filminde
Hadi git zamana bırak her şeyi…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!