Üşüyen yüreğimin sıcacık yorganısın
Benim koynumda değil, gurbetin koynundasın
Aşkımı sakladığım hazine ırmağımsın
Şelaleye dönüşen saflığı gör gül tanem
Masal perisi misin gözlerden kaybolacak
Yine akşam oldu
Karanlık gündüzümün pesinden
Yarına kayacak ömrüm
Yıldızların kayısı gibi
Gidiyorum deyince giderim
Sessiz sedasız, vakitsiz, zamansız
Elveda demeden giderim bu alemden
Kalemim yüreğimdir nehirlere akan
Koca çınar yıkılır
Yürekli kalem yıkılmadan
Savaşıyor sabaha kadar
Bahar kızı unutmak için beynim
İlkbahar gecesinde,
Sonbahar gecesinde olduğu gibi.
Yorganım darmadağın,yastığım yerde,
Yok öyle bir söz
Benim yanımda kimse şairim diyemez
O benimdir birdir kalplerimiz
Bin can kurtarırız
Bir onun eli bir benim elim
Nereye gittin böyle emmi,
Daha bebeğin kundakta ninni
Kara toprağa girdin emmi,
Zeytin gözlü yarinin gözleri selli
Şu an gönül soframda
İki göz fındık içi
İki el pamuk şekeri
İki yanak şekerpare
Bir burun fındığı var
Ama gönül sofrası yenmez ki
Yanımda değilsin ama ciğerimdesin
Narin gülüm damarımdasın
Aldığım nefesimde, kokladığım çiçekte
Gezdiğim her yerde, gördüğüm rüyamdasın
Aşk,insanı hayata bağladığı gibi
Bazen de hayata küstürür
Aşk, bazen zehir kusturur,
Bazen de zehirleri bıraktırır
Aşk, bazen kötü yöne yönlendirir,
Bazen de iyi yöne iter.
İnim inim inleyen can var burada
Burcu burcu kokan yar kaldı orda
Petek petek bal damlıyor gönül soframda
Yeşil yeşil ahu gözler saklanıyor odamda
Dalga dalga çarpılıyor yüreğime hasret deryası
harkuleda tebrık edıyorum