Ağlamaya alışmayısınız
Çünkü ben askere gidiyorum
Resimlerimi yırtabilirsiniz,
Beni unutmaya çalışmayısınız,
Anıları unutun,
İnim inim inleyen can var burada
Burcu burcu kokan yar kaldı orda
Petek petek bal damlıyor gönül soframda
Yeşil yeşil ahu gözler saklanıyor odamda
Dalga dalga çarpılıyor yüreğime hasret deryası
Sen değil miydin
Gülümü soldurup çekip giden
Ben miydim
Vefasız çıkıp dikeni kalbine batıran
Artık geri dönme
Ey dağlar,
Aranıza beni de alın,
Gökteki karlar yağarken,
Siz suyunuzu,
Ben duygumu döküm.
Anne babanın ilk canı
Yuvanın sıcak sobası
Geleceksen gel be gayri
Bir bakmışım yaş otuz beş
Anne demiş daha erken
Küstüm ben sana
Kutu gibisin sanki
Çevreni bilsem yönünü bilmiyorum
Okunan yazını bilsem ruhunu bilmiyorum
Anlatmaktan kaçıyorsun belki de
Yıllarca okurlar
Şerefli onurlu görevi almak için.
Sonunda alırlar onurlu şerefli görevi
Ama anlayan kim sadece laf.
Genç yaşta tayinleri köye çıkar
Sevgimize kurşun örüyor
Şu düzenin töre mabedi
Ayrılık mermisi deşmeden
Dağ, kırlara eselim canım
Masala konmuş sevdamıza
Bozuk yıllarım yolumu şaşırttı
Çukurlu virajlardan derde düştüm
Her yanım kırıldı parçalandı
Kırık dökük geziyorum odalarda
Yolgeçen hanıyım geçmişin kenarına
Mektubumu götüren kuş
Camide yemlenen martı
Özgürlüğe uçan güvercin sesimi duy
Aşığım ben aşık
Yerdegezen kul, kokulu açan çiçek
harkuleda tebrık edıyorum