Yine geldin çattın Çarşamba.
Aşık ettiren,
O gün güldüren,
Bugün ağlatan Çarşamba.
O gün kırmızı gül tohumu eken,
Bugün kırmızı yerine sarı açtıran,
Yara nere yarar yar sarmayınca
Tuz değer yaraya
Yar gelir oraya
Aşk sarar yarayı
Ateş sarar bacayı
Aşk tüter balayı
İntihar mermisiyle
Kan kokan sokağımda
Silahın gölgesinde
Mafya babası ağlar
Anne baba kolunda
Planlarını aklında sıralayan
Sıra halinde koyan
Sonrada halka sunan
Başkan Hasan Coşkun
Sevgililer günü bilmezlerdi
Bebekliğimi,çocukluğumu,gençliğimi,
Saçlarımı,dişlerimi,düşlerimi,
Aşkımı,aslımı,neslimi,
Uykumu,duygumu,fikrimi,
Mutluluğumu,tebessümlümü,
Gülüşümü,kahkahamı,heyecanımı,
Barajı, kara gölüyle
Yaylaları, parklarıyla
Dağı, bağı, ormanıyla
Nefesimizsin Çubuğum
Tandır börek, turşusuyla
Aşkın bacasında alevler tüter
Ateş olup yakar gönül sobamı
Başında beklerim kedin olup ta
Kalbinden girerim gönlünden kovsan
Sevda sokağında yalnız gezerim
Gurbet ele selamım var
Sevdamı getirin bana
Dağlara sitemlerim çok
Aşkımı getirin bana
Kuşun kanadından tutsun
Balığın dünyasıdır deniz canım
Seni düşünürken boğulduğum gibi
Nefes alamaz boğulur susuz suyum
Toprağın gözüdür bulut canım
Başucuma koyuyorsa hasretini gözyaşlarım
Gök ağlayarak kana
Çaresizliğin duvarına yaslanmış
Mutluluğu düşünüyorum siyah gecede.
Kendisine yaslandığım için
Duvara hep yara çiziliyor.
Kaçmak istese bile
Nasıl kaçsın ayakları kırık,
harkuleda tebrık edıyorum