Oturuyorum yıldızla yalnız başıma.
Bahtız bahtıma yanıp duruyorum.
Yanıp kül oluyor hasretim.
Sürüyor beni çürüyen geceler.
Sessiz çalınıyor romantik parçam,
Dansımı hayalle ediyorum.
Titrenen ellere gülme
Zor görebilen gözlerle dalga geçme
Tarih seni utandırır.
O güldüğün titrenen eller
Senin boklu bezini yıkamadı mı,
Hiç zoruma gitmez güzellik masum
Hiç zoruma gitmez
Bıçak bakışınla dünyamı karartman
Kurşun sözlerinle on yerimden vurman
Annemden ayrılmayı
Kendi ayağımın üstünde durmayı
Arkadaşlarımla kaynaşmayı
Öğretmenimden öğrendim.
Bir,iki,üç demeyi
Ölmeyi bekleyen,
Otlamak için çayır arayan yaralı at gibiyim.
Denizin dalgalarıyla boğuşan,
Dengesini kurmaya çalışan yelken gibiyim.
Aşkı yorgun ederek
Bu yaşıma geldiysem
Demek ki aşk değilmiş
Aldığım hiç bir soluk
Derdin yoktur diyerek
Telim yok ki sazım çalınsın,
Dilim yok ki sözüm dinlensin,
Dostum yok ki muhabbetim olsun,
Dost duygumun mezarı taştan olsun.
Dikenim yok ki gülüm açsın,
Nancy ajramdır o
Asya’dan Avrupa’ya
Nesilden nesillere
Çağdan ta kıyamete
Yasemin gibi açar
Deseninle sevmiştim,
Yaprağınla gülmüştüm,
Açarken neşelenmiş,
Solarken sararmıştım.
Ellerim değemez ki
Dudağım öpemez ki
Hicranıma ayrılık ateşi dökme
Hasreti daha fazla güldürme
Gönlümü sevda neminle ağlatma
Artık gel beriye aşkım
Yüzüm gülmeyi unuttu
harkuleda tebrık edıyorum