Bir tek yalnızlığımız kaldı,
Kızgın güneş altındaki yaşlılığımızın,
Darmadağın gölgesinde.
Bir de titrek ve anlamsız sözlerimiz.
Sırtımıza hançeri vuranları tanıyorduk
Hangi rüzgarlar getirir nefesini?
Hangi çiçekler kokunu verir ki?
Böyle darmadağın olmuşken,
Kim toplar beni yeniden?
Oysa ayrılığı hesap etmemiştim hiç.
Bu yüzden toplamlarım yanlış çıkıyor hep.
Biliyorum,güzel çocuk,
İkimizde özlüyoruz geberircesine.
Sen sevgilini özlüyorsun,
Ben sevdalarımı.
Belli bir el bulmuşsun sıcak,
Kendi ellerin kadar senin,
Pembe düşlerinin arasına,
Kahkahalarını koydu.
Umut aradığı yeni sürgününde,
Kırık yüreğini gizleyemedi.
Mevsimlerden bahar,günlerden hüzün,
Anladı ki yanlış yer ve zaman.
Yeni dostluğum,
Bir çınar ağacıylaydı.
Zamansız kurutmuştu kendini.
Belli öfkeliydi,küskündü
Önündeki ve ardındaki yaşama.
Yüreğimin kırıklığı,
Yangının gitmez yüreğimden,
Yağmurun,karın bileceği iş değil.
Alevim üşür her gece,
Yünün,yorganın anlayacağı dert değil.
Akşamları yüreğimden çıkarıp,
Bir küçük papatya yeni açmıştı daha
Dağlarda karlar erimemişti hala
Sevdiğin o bahar duruyorken kapıda
Neydi bu acele yola çıktın be usta
Hani baharda yaprak solmazdı
Bir yudum sevdamız,
Düğümleniyorsa boğazımıza,
Anıların yanık yırtık sayfalarına,
Takılıp kalmanın bir anlamı yok.
Bırak ve eksiklerle yaşamaya çalış,
Şu inadına mavi gökyüzünün altında.
Hani dün umut ettiğimiz yarınlar,
Bugünler değildi elbet.
Karşıdaki badem ağacı çiçek açmadı.
Sensiz bahar gelmedi ki hiç.
Ve tahta çitli bu bahçede,
Mavi,kırmızı elbiseli çocuklar oynamadı.
Bin çeşidi varsa gülmenin,
Yüzündeki en sahtesi.
Tuzaklar varsa kuş yüreğine,
En sinsi seninki.
Gökkuşağı mı diyorsun?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!